27 Aralık 2016 Salı

Mahmut Tezcan - Toplumsal Bilimlere Giriş

Toplum bilimleri,  yeni başlayanlar veya hakkında bilgi edinmek isteyenler için çok pratik ve rahat bir kitap.

Konuları ele alış sırası, açıklaması iyi. Özet gibi bilgiler mevcut, okuyucunun verim alması için tabi alt başlıklara ayrıca zaman ayırıp incelemesi gerekir. Yüzeysel değinilip geçilmiş. Yine derli, toplu güzel bir kitap. Kitabın basımı da fena sayılmaz.

Fotokopinin de korsan olduğunu belirten bir ufak etikete sahip arka kapakta. Ama Mahmut Hoca' nın resmine diyecek yok:) Elinde çay bardaklı.

Senenin son kitabını da kayıt altına almış bulundum. 35 kitap yazısı benim için iyi bir sayı.
2016 iyi kötü, geçti.

Alıntılar

19yy. önce toplum bilimlerinden söz edilmezdi. Siyaset ve sanayi devriminden sonra başlar.

Toplum biliminin temel amacı toplum refahını sağlamak.

Toplum bilim, yarın olacaktan ziyade, tarihle ilgilidir.

Marx toplumsal bilimin ayrılamayacağını düşünür.

Toplumsal bilimi bilim yapan tarihtir.

Sosyoloji, ekonomik olaylarla, hukuk, ahlak, estetik, kurallarla ilişkilidir.

Toplumsal Bilimlere Giriş
Mahmut Tezcan
Anı yayıncılık
90 sayfa



Dostoyevski - Budala

Dostoyevski benim efsane yazarlarımdan biridir. Edebiyatın zirvelerinden biridir. Edebiyat neden sanat diye anılır. Neden sanat sınıflandırması içindedir. Bunun cevaplarını hep onda buldum. Yazıları müthiş. Tabi bunu bu derece yüksek seviyeye sokan diğer yazarlar diyebilirsiniz, Onların sıradanlığı.
Ben tam olarak öyle düşünmüyorum. Farklı bir estetik haz söz konusu.
Bu bir eleştiri blogu fakat Dostoyevski' yi eleştirecek seviyede değilim, sadece methiyeler düzebilirim.

Arka kapak gerçekten büyüleyici, Dostoyevski' nin ilham kaynağı olan bir Hz. İsa tasviri.

Alıntılar

İnsana en acı veren acı yara bereden değildir, az sonra öleceğini bilmekten kaynaklanan acıdır.

Zamanım bütünüyle bana aittir.

Dünyada hiçbir şeye değer vermediği, hiçbir şey umurunda olmadığı içinde, onu herhangi bir şeyle ayartmanın mümkün olmadığını söylüyordu.

Her zaman iyi olmak kadar kötü bir şey yoktur.

Gerçekleri yalnızca nükte yeteneği olmayanlar dile getirebilir.

Zamana güven her şey unutulur.

Yaşamın en önemli özelliği insanlar hakkında yanılmak, hep yanılmak.

Bilirsiniz, ölüleri yaşı olmaz.

Önlerinde bir altmış yılları olmasına karşın mutsuzlarsa ve yaşamayı bilmiyorlarsa suç kimin?

Hayat, onu bulma süreci.

İncelik, soyluluk dans öğretmenlerinden öğrenilmez, insanın içinden gelir.

Bir ağacın önünden geçeceksiniz ve mutlu olmayacaksınız böyle bir şey anlamam ben.

Budala
Dostoyevski
Çeviren: Mazlum Beyhan
İletişim Yayınları
703 sayfa

20 Aralık 2016 Salı

Andre Gide - Chopin üzerine notlar

Andre Gide, Fransız yazar. Chopin üzerine notlar. Yorgun bir salı günü Kadıköy rıhtımdaki kütüphanede okuduğum kitap. Can yayınlardan çıkan, önsözünü de İdil Biret' in yazdığı kitap. Chopin dediğimizde aklımıza İdil Biret gelmezse gerçekten ayıp olur. Chopin icralarından ötürü Polonya kültürüne yaptığı hizmetlerden dolayı Polonya devlet nişanı sahibi.

Andre Gide' nin Chopim üzerine yazdığı beyin fırtınası niteliğinde bir kitap. İzlenimlerini düşüncelerini paylaşmış. Bilimsel yanı o kadar. Fazla müzikal bilgi beklenmemeli. Yine de dilinde ve anlatımındaki ustalık tartışılmaz.

Kitabın sonunda da yüzeysel bir müzik sözlüğü mevcut. Ben dediğim gibi kütüphanede okuduğum için kitap ile birlikte verilen İdil Biret Chopin seçkisi cdsini dinleme fırsatım olmadı.

Müzik sohbetinden hoşlanan arkadaşların ilgisini çekeceğini düşünüyorum.

Alıntılar

Chopin her türlü gösterişten uzaklaşan ilk bestecidir.

Liszt yorumcu vasıtasıyla kendine ulaştırır, Chopin ise yorumcuyla uzaklaşır gider.

Virtüozun o çekilmez özgüveni olmaksızın çalmasını isterim.

Chopin önerir, varsayar, sezdirir, sevdirir, kandırır, hiçbir zaman kesinleşmez.

Müzik madde dünyasının dışındadır, bize de ondan uzaklaşma olanağı sağlar.

Biraz zorluk çekiyorum demek oluyor ki çok yararlanıyorum.

Besteci gururlu olabilir. Ne var ki aralarında en büyükleri alçak gönüllü olanlarıdır. Virtuoz ise kendini beğenmişin biridir.

Almanya müziğin beşiğidir.

Kültürün en büyük aracı resimdir, müzik değil.

Chopin Üzerine Notlar

Andre Gide

Çeviri: Ömer Bozkurt

Can Yayınları

80 sayfa.

28 Kasım 2016 Pazartesi

Leyla Pamir - Müzikte Yaratıcının Gücü

Muhteşem bir kitap. Müzik üzerine düşünen arkadaşların mutlak okuması gereken bir kitap.

Sonda yazacağım cümleyi başta yazdım. Olsun. Sabırsızım biraz.

Kitap kronolojik sırayı takip ederek besteciler üzerinden ilerleyen bir anlatıma sahip. Leyla Pamir bu kitapta derleyici konumunda, örneğin bir besteci bir besteci hakkında yorum yapıyor. Kitapta yer alıyor. Bir besteci kendi eleştirisini yapmış. Kitapta yer alıyor. Besteciler hakkında kenarda kalmış notlar ele alınıyor. Kitap yer alıyor. Hoş bir derleme.

Kitabın konusu Batı Sanat Müziği, dolayısıyla Türk bestecileri ve diğer coğrafyadaki bestecilere yer verilmemiş. Batı hakimiyeti söz konusu. Ama bilinçli okuyucu bu kaynaktan gerekli bilgiyi edineceğine eminim. Hele ki son bölümünde yer alan, yeni müzik akımı incelemesi, başka bir bölümde Stravinsky' nin yorumu, Berlioz' un iç hesaplaşması gibi yazılar çok iyi.

Kitabın baskısı sanırım yok. Sahaflardan edinebilirsiniz veya kütüphanelerden yararlanabilirsiniz.

Kendimi tekrarlıyorum ve bitiriyorum. Kitabı okuyun!

Alıntılar

Müziği değerlendirmenin bir duygu konusu olduğunu ancak onu dinlemek ya da seslendirmekle var olabileceğini hatırlatmak isterim.

Haydn, günde 16-18 saatini öğrenimini mükemmelleştirmeye ayırırdı.

Dinin varlığı ne kadar Tanrı inancından doğmuşsa, bütün müziğin varlığı da Bach' tan kaynaklanmıştır. Schuman

Ezgiler doğrudan doğruya kalbe gider, kafayla ilgileri yoktur. Schopenhauer

Hep daha sade olmaya gayret et. Beethoven

Sanatçının amacı, insan kalbine ışık vermektir. Schumann

Müzik, sanatçı ve dinleyici ruhunu daha yüksek soyluluğa erdirmelidir. Hindemith


Müzikte Yaratıcının Gücü

Leyla Pamir

Kültür Bakanlığı Yayınları

245 sayfa.

25 Kasım 2016 Cuma

Yetkin Özer - Bilim Perspektifinde Müzik

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında tavsiye üzerine edindiğim bir eser. Müziğin araştırılması üzerine görüşler var. Ayrıca okuyucunun kafasındaki konservatuvar bölümlerinden etnomüzikoloji ve müzikoloji arasındaki farkları, benzerlikleri açıklıyor. Müzik araştırmasının tarihini veriyor. Kısaca okuyucuyu müzik üzerine düşünmelere yönelten bir kitap.

Kitap Eylül yayınlarından çıkmış. Fakat kitabın baskısı bitmiş, sahaflardan bulunabilir sanırım.
Okunması rahat, dili güzel. Fazla derinlere inilmeden genel bakış açısı kazandırmaya yarayan bir kitap olmuş.

Müzik araştırması yapan veya müzik üzerine düşüncelere dalan okuyucuların es geçmemesi gereken bir kitap.

Kitaptan birçok alıntı yapmama rağmen hepsini buraya yazmıyorum.

Alıntılar

*müziği incelemek herhangi bir şeyi incelemek gibidir.

*evrim teorisinin müziğe uygun olup olmadığı bilinmiyor.

*Uzak Doğuda müzik yapmak ve müzik üzerine tartışmak sanat olarak, ama iki ayrı sanat olarak tanımlanır.

*Toplumları bir araya getiren ortak sağduyudur.

*Bilim nesnel, yöntem güvenilir olmalıdır.

*Her şeyi bilmek isteyen insan, kendini bilmek ister.

*Etnomüzikoloji, geçmişle günümüze bağ kurar.

*Yorumda araştırma süreçlerinden biridir.

Bilim Perspektifinde Müzik
Yetkin Özer

Eylül yayınları

103 sayfa.


13 Kasım 2016 Pazar

Birgül Oğuz - Hah

Ödüllü bir kitap. Ön yargılı  yorumlara başlayalım. Ödüllü çünkü. Pasta gibi. Ödüllü pasta. Tarifi aşçıda saklı.

Hah, Birgül Oğuz' dan, güzel kapaklı, güzel kağıt kokulu, devrik cümleli, şiirsel bir hikaye kitabı.

Rönesans'da resim sanatını önemli kılan heykel sanatına benzerliği ona daha da yaklaşmasıydı. Hah da şiire benzeyen hikayeler içeriyor. Anlamı yoğun, çerez gibi değil. Yılbaşı akşamı tv izlerken okunacak hikaye kitapları gibi değil ve bırak bu hikayeleri gibi cümlelerde kaynaklık etmez.

Anlamı yoğun dili, dili güçlü. enteresan bir kitap. son bir kere daha aşkla söyleyeyim. Anlamı yoğun.
Kitaptan az alıntı yaptım. Bir gün unutursam yeniden dönüp okumaya ihtiyacım olacak.

Alıntılar

Ve üreteceksin. Ve unutmayacaksın üretim esastır.

Zaman hızla daralıyor ve sıfır noktasına ulaştığında imkan ve mekandan arınıyor.

Hah

Birgül Oğuz

Metis yayıncılık

79 sayfa

11 Kasım 2016 Cuma

Eric Hobsbawm - Sermaye Çağı

Para, Para, para...

Öyle bir devirdeyiz ki para hem araç, hem amaç, hem her şey halini aldı. Çok üzücü bir durum. İşin aslında da herkes üç maymunu oynuyor. Herkesin sınırları herkesi kapsıyor, düzeltirsek büyük bir kısmı diyelim. Çünkü kendini hayattan uzaklaştıran kişiler var. İnziva olmasa da on yakın bir yaşam sürenler. Bunların dışındakiler ben, komünist yazarlar, eleştirmenler, düşünürler, hepsi kapitalisttir. Çünkü kapitalist olunmaz, kapitalist doğulur.

Sermaye çağı adlı kitap Eric Hobsbawm' ın paranın öneminin bu kadar artmasının tarihi aslında. Belli zaman arasını bir çok faktör açısından inceliyor. Yorumdan uzak gerçekliği tüm çıplaklığıyla ifade etmeye çalışmış. Tabi gerçek talipleri için sadece bir kaynak kitap. Daha bir çok kitaptan beslenmek gerek fakat Eric Hobsbawm işini iyi yapmış. Kitap genel olarak anlaşılır. Çok fazla ekonomik teorilere girmeden tarihsel süreçlerde kalmış.

Eksiklik olarak ise diğer dünyayı görmezden gelmiş. Evet belki piyasalarda diğer ülkelerin bir ağırlığı yok. Borsada işlem gören şirketleri fazla değil. Yine de biraz daha incelenebilirdi. Kitabı daha da kalınlaştırması olası ama ne yapalım, bazen gerekli. Yoksa genel olarak sadelikten yanayım ve ulaşılması en nihai hedefin o olduğunu düşünüyorum.

Bu arada belirtmemte yarar var, üniversitede incelediğim bir kitap.

Alıntılar

Ticaret, en ucuza alıp, en pahalıya satma başarısı.

onlara, gösterileri devrime dönüştürme gücünü veren şey aç olmalarıydı.

Özel girişim özgürleştirir.

Yerküre, coğrafi bir ifadeden kesintisiz işlemsel bir gerçeğe dönüştü.

Onlar sanat ürünlerini yaratırken, bugün bizler yalnızca lüks endüstri malları üretiyoruz, bu insanları bu denli kökten değiştiren şeyin ne olduğunu bilmiyoruz.

Edebiyat ve görsel sanatlar, müzikten, geçen yıllara göre daha aşağılar.

Avrupa savaşlarının kökeni ekonomi.

Ulus fikrini aşılamak için ilköğretim arttı.

Eski yaşamları adına ona karşı direnenler yenildiler, ilerlemenin silahıyla ona karşı koyanların günüyse henüz gelmemişti.

Siyaset yapılacak bir şey değil, satın alınacak bir şeydir.

O tarihten sonra toplumsal devrimciler, şayet iktidarı ellerinde tutmayı beceremezlerse başlarına neler gelebileceğini öğrendiler.

İnsanlar neden göç ettiler, büyük ihtimalle yoksulluktan.



Sermaye Çağı

Eric Hobsbawm

Dost Kitabevi

350 sayfa








21 Eylül 2016 Çarşamba

Mehmet H. Doğan - 100 Soruda Estetik

Bayram tatilinde on günlük arada 100 soruda estetik kitabını okuma fırsatım oldu. Daha doğrusu kendimi ona göre hazırlamıştım. Kafam rahat olsun ki sindire sindire okuyabileyim.

Mehmet H. Doğan 'ın yazıdığı kitap, estetik konusuna genel bir bakış getirmekte, kişiye estetik üzerine yazılmış kitaplara hazırlamaktadır. Terimlerin üzerinde durarak ileride inceleme yapacağınız kitaplara yazarlara algınızı oluşturmaktadır.

Aslında çok önemli bir işlevi vardır. Okuyanı hazırlamak gibi.

Ben kitaptan çok memnun kaldım. Dilbilgisi yazıldığı yıllara ait olduğu için biraz günümüzden farklı. Onun dışında kitapta pek olumsuz bir şey yok.

Ben kitabı sahaftan almıştım. Sizde tahminimce kolay tedarik edebilirsiniz.

Son olarak felsefeyle ilgilensin ilgilenmesin sanata ilgi duyanların okuması gerekir.

Alıntılar

Estetik, duymak, algılamak ile başlar.

Estetik, Güzellik ve güzelliğin insan zihnindeki ve duygularındaki etkileridir.

Estetik, sanatçının kendi eylemi sırasında durup düşünmesidir.

Sanatın amacı duyduğumuzu başkalarına ulaştırmak.

Küçük duyusal çoşkular, zayıf bir estetik hoşnutluktan başka bir şey değildir.

Sanat, sanatçılar arasındaki bir uzmanlık bildirisi değildir, daha geniş, daha yoğun bir etkilemeyi amaçlar.

Dengeli insan, bilge kişi aklını kullanarak duygularını dizginlemesini bilen kişidir.

Yüce ve tanrısal ilke olan iyi ye estetik düşünceyle varılabilir.

Sanat ruhları zararlı tutkulardan kurtarır.

İnsan güzelliği ararken tanrıyı aramaktadır aslında.

Orta çağ için başta gelen sanat müziktir. müzik bir sanattan çok bilimdir.

Sanat yaşamsal faaliyetlerden biridir.

Bir şeyi güzel bulmamızın sebebi içerdiği faydadır.

Biçimiz özden üstünlüğü yozlaşma, sanatın geliştiği dönemlerde biçim içerikten geri kalır. Plehanov

Sanatın ekonomi tarafından belirlendiğini görmüş, buna karşılık sanatında sürekli bir ekonomik rolü olduğunu görememiştir.

Toplumsal ilişkiler karmaşıklaştıkça sanat toplum ilişkisi kolayca görülebilir bir şekil almıştır.

Sanatçının özelliği kendi yaşantısının aynı çağda ve sınıfta öbür insanlardan yaşantılarından bütün bütüne değik olmasına değil, daha güçlü, daha bilinçli ve daha yoğun olmasına bağlıdır.

sanat alanında ebedi yaratı teknikleri yoktur. Yaratı teknikleri de yaşamın genel evriminden etkilenir.

İlkel gereksinimlerden daha üstün düzeyde bir yarar sağlamaktadır sanat insana.

Tablolarım duvar süsleri değil, kavgalarımdır. picasso

Sanat ve estetik faaliyet, doğal ve toplumsal varlığın henüz karanlık derinliklere inebilir.

Şiir, bizi anlamaya davet etmekten çok değişmeye zorlar. Valery

Sanat gerçek, dış dünyadan tamamen bağımsız, kendi kendine yeter olmalıdır.

Her sanat daima müziğin duruma yükselmeyi amaçlar. walter pater

100 soruda estetik

Mehmet H. Doğan

Gerçek Yayınevi

325 Sayfa

8 Eylül 2016 Perşembe

Metin Yeğin - Gerillanın Barışı

Sadece alıntıların yer alacağı bir yazı olacaktı fakat dayanamadım. Orta Amerika'dan bahseden ve hayatımda büyük değişikliklere yol açan Latin Amerika'nın Kesik Damarlarından pasajların olduğu bir kitap. Metin Yeğin' in gezisi sırasındaki sohbetlerini içermekte.

Kapak ve baskı kalitesi çok güzel. Hele ki resimler, çok özel. Biraz imla hataları ve yazım yanlışları var. Onun dışında bir kusuru yok.

Alıntılar

Bir gerillaya rütbe verirken ateşin başında akordeon çalarken.

Birlikteliği, sadece politik partiler üzerinden değil, politik parti olmayan diğer hareketlerde inşa etmek istememiz.

Demokratik bir gün, yalnızca seçim günüdür.

Siyaset, profesyonel olarak siyasetçi olmayan insanlarla yapılabilir olmalıdır.

Biz insanlara inanıyoruz, insanların doğasının iyi olduğuna inanıyoruz.

Sol her zaman bulunduğu durumdan daha iyi bir durumu yakalamaya çalışır.

Eğer bize ne istediğimizi sorarsanız, utanmazca bir cevap veririz, tarihe bir çizik atmak.

Çok mutlu olursunuz çünkü vitrinden demokrasiyi satın alma şansınız olur.

Kolektif bir çalışma yaparsam herkes birbirini düşünür, ama eğer herkesi bağımsız yaparsan herkesin gözü diğerinin toprağında olur.

Barış sadece moral değerler üzerine inşa edilmez.

Demokrasi kesinlikle sosyal ve ekonomik adalet olmadan olmaz.

Gerilla tek başına yaşayamaz.

Pazarda sadece mallar gözükür. Bu malların üretilmesi için yapılan sömürü görülmez.

Zira öğrendiğimiz bir şey varsa o da öğrenmesini bilmektir.

Gerillanın Barışı

Metin Yeğin

Öteki Yayınevi

280 sayfa

3 Eylül 2016 Cumartesi

Igor Stravinsky - Müziğin Poetikası

Müzik okumalarına devam. Ünlü besteci Igor Stravinsky' in Harvard Üniversitesinde yaptığı 6 derslik konuşma notlarını içeren yoğun bir kitap sıradaydı. Anlatımı yoğun. Kapağı güzel mi güzel bir kitap.
Hatta şu ana kadar bu blogta incelediğim kitaplar arasındaki en güzel kapak.

Kitap konuşma dili ile yazılmış. Igor Stravinsky sanki okurla konuşuyor gibi. Çok fazla müziksel terimlere girmeden derdini, meramını anlatmış.

Ara ara bazı yazar ve bestecilere dokundurmada yapmış. Tabi tüm yazdıklarının kendi kişisel görüşü olduğunu belirtmiş. Fakat anlatımında ki kendi olan güveni her cümlede anlaşılıyor.

Ben kitabı tekrar tekrar okumak üzere kitaplıktaki yerine alıyorum. Müzikle de ilgisi olanların mutlak okuması gerek olan bir kitap olarak görüyorum.

Bir, iki yazım hatası dışında basımda bir sorun yoktu. Umarım daha çok baskı yapar ve diğer baskılarda bu hatalar düzelir.

Alıntılar

Bilgisizlik ve kötü niyet tek bir kökten çıkar ve ikincisi birinciden gizlice kaptığı avantajlardan yararlanır.

Devrim her zaman başladığı noktaya döner.

Devrimden söz etmek geçici bir kaostan söz etmektir. Oysa sanat kaosun tersidir.

Sebepsiz aşırılık, dokunduğu her maddeyi , her şekli bozar.

İzin verin bu umudu besleyeyim.

Sorgulamak açıklamaktan daha kolaydır.

Rus müziği Glinka ile başlar.

İyi bir yorumcu olmak, iyi bir icracı omayı gerektirir.

Müzik duygusu alıştırma yapmadan ne kazanılabilir ne de geliştirilebilir.

Müzik, belli bir dinginlik noktasında toplanmaya doğru giden atışların art arda gelişinden başka bir şey değildir.

Her sistem değişikliğinden sonra ayakta kalan melodidir.

Kendim yaratılmış olduğum için ister istemez yaratma arzusu duyuyorum.

sanatçı ve homo-faber aykırı gibi gözüküyor.

Payımıza hangi uğraş alanı düşerse düşmüş olsun entellektüel olduğumuz doğruysa, düşünüp taşınmak yerine icraatte olmamız gerekir.

Müziğe karşı bir görevimiz var onu icat etmek.

Yaratma yeteneği bize hiçbir zaman tek başına verilmez. Her zaman gözlem yeteneği ile birliktedir.

İnsan rastlantıyı düzenleyemez ancak onu gözlemler ve ondan ilham alır.

Müziğin hedefinin taklit olmadığını ve olmayacağını söylemiştik.



Altı Derste Müziğin Poetikası

Igor Stravinsky

Çeviri: Cem Taylan

Pan Yayıncılık

104 sayfa



2 Eylül 2016 Cuma

Çeviri Serin Erengezgin - Yeşil Ekonomi, Küçülmek Güzeldir

Ülkemizde ve dünyada ekonomi dilinde büyümek kavramı çok büyüleyici bir anlama bürünmüştür. Büyümeye verilen önem gün geçtikçe artmaktadır. Günümüz için kaygı verici durum ise ya büyü ya öl kavramının oturmaya başlamasıdır. Çünkü artık küçük işletmeleri tercih eden kitlede yok olmak üzeredir.

Örneğin butik otelleri seçen kitle zamanla beş yıldızlı, yedi yıldızlı otellere kaymaya başlayacak hatta başladı. Çünkü toplumun zevkleri artık ona doğru evriliyor. Hızlı ye, hızlı dinlen, hızlı temizlen, hızlı düşün, carpa diem ' i kesinlikle yanlış anladık. Günlük politikalarla geleceğimiz paradoksların kurbanı oldu, olacak.

Bu kitap işte tamda bu noktada duruyor, neden küçülmek, nasıl küçülmek kavramına ekolojik ekonomi yönünden bakıyor. Tabi ekoloji daha görünen bir kavram daha görünmeyen kavramlar üzerine de ilişkilendirilebilir. Örneğin sanat ve büyüme, turizm ve büyüme, birey ve büyüme, halk ve büyüme gibi.

İyi şişmişim. :) Kitaba dönecek olursak kitabı twitter' da gezerken bir kullanıcıyla kısa sohbetimiz sonrası tavsiye üzerine edindim. Kitaplığımda o yeşil kitap durdu durdu, bu arada her gelip geçişimde benim bilinçaltım düşündü. Belli altyapı neticesinde okumaya başladım.

Yeşil ekonomi küçülmek güzeldir, 5 ekolojik düşünürün ortaya attığı savlardır. darren zhang, flipo fabrice, giorgos kallis, jeroen van den bergh, raoul weiler, roefie hueting. Çevirisi güzel. Anlaşılır. Konu rahat. Dili yalın. Baskısı kaliteli. Zaman zaman dilbilgisi hataları görsem de fena değil.

Kapak tasarımı hoş. Kapağın kalitesi gayet iyi. İlgisi olanlar için özel bir konu. Hep tarih hep tarih olmaz, biraz da günümüz sorunları...

Alıntılar

Ekonomi ve teknoloji birbirlerinin olabilecek en iyi müttefikleridir.

Bugün insan soyu gereksinim ve isteklerini karşılamak için 1,2 gezegene ihtiyaç duyar.

Dünya nüfusunun bu yüzyılda 10 milyara çıkması bekleniyor.

Denizlerdeki büyük yırtıcı balık stoğu, endüstri devrimindekinin %10 kadardır.

Özeleştiriyi reddeden tüm düşünceler artık düşünce değil sadece inançtır.

2048' de okyanus balığı bitebilir.

Kişi başına 15.000 dolar dan fazla bir gsmh' nin toplumsal iyilik hali olarak ifade edilen yaşam kalitesinde bir artışa karşılık gelmediğini söylüyor.

İnanç sorunu anlamadan önce sahip olduğumuz şeydir. ,woody Allen

Daha az ile daha iyi yaşayan bir toplum kurma niyetimiz.

Kapitalist toplumlarda " büyüme " toplumsal imgelemi, kapitalizm öncesi toplumlarda dinin oynadığı rolü oynuyor.

yeşil ekonomi; küçülmek güzeldir.

çeviri: serin erengezgin

yeni insan yayınevi

141 sayfa






31 Ağustos 2016 Çarşamba

Olcay Kolçak - Cemal Reşit Rey

Birçok konsere gittiğim Cemal Reşit Rey salonu adını nereden, neden aldı sorusunu sormamla kitaba başlamam bir oldu. Gerçi Cemal Reşit Rey' in Türk Beşleri diye anılan besteci grubunun öncüsü olduğunu biliyordum. Merakla sayfalar geçmeye başladı. Önce Cemal Reşit Rey' in hayatı, ailesi sonraki bölümde bestelerinin incelenmesi, sonlara doğru ise hakkında yazılan yazılar, söylenen sözler. En sonunda ise Cemal Reşit Rey' in resimleri yer almakta.

Kitap biyografi türünde yazılmış.

Kastaş yayınevinden çıkma, pek kaliteli bir baskı değil. Kitabın boyunun küçük olması okumayı kolaylaştırıyor.

Kitabın kapağında da Cemal Reşit Rey' in gençlik yıllarına ait bir resmi var. Kapaktan pek hoşlanmadım. Gerçi kitabın genel görünüşü amatörce olmuş, pek günümüze de hitap etmiyor.

Alıntılar

Dindar, laik, gelenekçi, cumhuriyetçi, kentsoylu, muhafazakar ve çağdaş kişiliğiyle tanınırdı.

Cemal Reşit Rey' in en önemli doğal yeteneğinden biri  doğaçlamadır.

Öyle bir kulak vardı ki otobüs freni gıcırdasa " si bemol " derdi.

Marşın armonisindeki inatçı tonik bir başkaldırı gibidir. Ama bir devrimcinin değil, bir romantiğin başkaldırısıdır.

Hayatımı güçleştiriyorsunuz, burada medeniyet yapıyoruz.

Operanın hafif meşrepli kızı olan operet.

Cemal Reşit Rey

Olcay Kolçak

Kastaş yayınevi

155 sayfa


29 Ağustos 2016 Pazartesi

Kazuo Ishiguro - Noktürnler eleştirisi

Kazuo Ishiguro, adını duyduğum fakat bir türlü okuma fırsatı bulamadığım bir yazardı. Bu sene başında kitabı edindim. Fakat daha yeni okuyabildim.

Hikaye türünü seviyorum, bana daha bir samimi geliyor, belki de yaşayış tarzıma şu an için en uygun diyebilirim.

Kazuo Ishiguro, Noktürn kitabında da hikayeler yer almakta. Müzikle ilgili hikayeler, anlatımı rahat, çevirisi temiz.

Belli bir konu üzerine yazılan eserler yazarın o konu üzerindeki fikirlerini yalın bir şekilde ifade etmektedir. Kazuo Ishiguro' nin müzikle olan ilgisini cümlelerinden çözebiliyoruz.

Okuması rahat, hoş bir kitap. Müzik üzerine sohbeti seven arkadaşlar keyif alırlar.

Alıntılar

Eğer evde yalnızsam dışarıda olan bir şeye kaçıyorum duygusuyla gittikçe daha çok tedirgin oluyorum.

Öncelikle müziğe inandığımız için çalıyoruz.

Kendisine yardımcı olmak istemeyen  adama yardım etmek çok zordur.

Sanatçılar belki buralara varabilmek için çok çalıştılar ve biraz tanınmaya hak ettiler.

Senin gibilerinin sorunu işi tanrıvergisi yeteneğiniz sayesinde her şeye hakkınız olduğunu düşünmeniz.

Noktürnler

Kazuo Ishiguro

149 Sayfa

25 Ağustos 2016 Perşembe

Adam Phillips - Kaçırdıklarımız

İnsanın kafası dolu olunca nasıl olurmuş, geçen haftalarda anladım. Hele ki son hafta işlerin yoğunluğu beynimi durdurdu. Ne işleri tam yaptım, ne de olacak işlere yüklenebildim. Bu olacak işlerden biri de Adam Phillips' in Kaçırdıklarımız kitabıydı. Kitabı internette gezinirken buldum.
Başlık ve kapak ne kadar etkili, bu kitapla anladım. Yarın, öbür gün kitap yazmaya kalkarsanız dikkat edin derim :)

Kapak ve başlıkta sorun yok, peki içerik?

İçerik çok geniş, fakat çevirinden mi bilmem dil çok ağır. Evet evet çeviriden bence.

Dil ağır, konular birbiriyle bağlantılı olduğu halde okuyucuyu zorlayan cümleler var. Kısa cümleler neredeyse yok, cümleler satırlara sığmıyor. Özneyi, nesneyi karıştırıyor insan.

Kısacası Metis bir sonraki basımlarda çeviriyi gözden geçirsin. Örneğin yazarla yapılan söyleşide ki dil ile kitap dili çok farklı. Bir söyleşi olabilir ama bu kadar fark olmamalı, yazar isteyerek dilini bu kadar ağır yapmaz.

Sonuç olarak kitabın değindiği konular iyi fakat anlatım biraz ağır gelmiş. Anlaşılmasında problemler var.

Alıntılar

İhmaller tesadüf değildir. Marilyn Moore

Yaşam, insanlar öyle her istediklerini edemedi diye değil, arzular kendilerine hasar vermeye başladığında, istedikleri şey katlanılmaz kayıplara gebe olduğunda trajik bir hal alır.

Arayış, buna değip değmeyeceği sürecidir.

Arzuları, birbirini saf dışı bırakmayacak şekilde tanımlamak.

Hüsrandan sakınmaya mı yoksa onu dönüştürmeye mi karar vereceğiz?

Gerçeklik önemlidir, bizi tatmin edecek tek şey odur.

Hüsran duymaması gereken,Tanrıdır.

Tatmin olabilmek için mücadele olması gerekir.

Tatmini varlığını borçlu olduğu hüsran duygusu olmadan yaşamayı tercih ederiz.

Kim olduğumuz her daim ziyadesiyle gözümüzü korkutur.

Bir başka deyişle anlamamak ve anlaşılmamak mükemmelliğin zorbalığından kurtarır.

Bu hayatta sorun kavrama hırsının kendisidir.

Düşüncelerimiz dahil hiçbir şey yanımıza kar kalmayacaktır, yanımıza kar kalmamasının adına suçluluk deriz.

Ahlak ve kültürün en derin sırrını bilmek neyden kaçınacağını bilmekten ibarettir.

Deneyimlerimizden ziyade deneyimlerimiz hakkında bilgi sahibi olduğumuzu düşünerek yaşıyoruz.

Bir şeye ihanet ettiğinizde kendinizi suçlu hissediyorsanız o şey arzunuzdur.

Cennet yitirildiğinde insanlar hiçbir şey olmamış gibi devam edemez.

Sanat içimizdeki donmuş denizleri kırar. Franz Kafka

Kaçırdıklarımız

Adam Phillips

Metis Yayıncılık

161 sayfa

5 Ağustos 2016 Cuma

Jorge Luis Borges - Düşsel Varlıklar Kitabı

Hayallerin imkansızlığı acı mı mutluluk mu verir?

Bilmem ama yaşam için su gibi bir şey. Düşlemek, Hayal kurmak.

Jorge Luis Borges' in düşsel varlıklar kitabı da insanın hayallerine referans olacak bir kitap. Önsözde

dediği gibi kitabı rastgele açarak, sıraya bağlı kalmadan öğüdüne uyarak okumadım. Tek tek,

alfabetik sıraya sıraya göre düzenlenmiş hayal kahramanları, ( çoğu korkunç ) bilinç dünyamdaki yerlerini aldılar.

Geceleri artık daha korkunç değil, Daha hayal dolu diyebilirim. Daha dolu dolu.

İnsanoğlunun ulaştığı bu derin hayal gücü birikimine şaşmamak elde değil. Bende o bilgi havuzunda yer almak isterim.

Bu kitapla reel dünyamın sınırlarını açıp, tinsel, düşsel dünyama bir köprü edindim. O köprüyü hiç bozmam umarım.

Alıntılar

Ateş evren dahil düzenin temel maddesidir.

Yoğunluk, karanlık, edilgenlik, çift sayılar, ve soğuk : ying
Büyüme, aydınlık etkenlik, tek sayılar ve sıcak: yang

Maymunlar isteseler konuşabilecekler, ama insanlar onları çalışmaya zorlamasınlar diye konuşmamayı seçerler. Descartes

La Velve: Kıllı Hayvan

urd ( geçmiş ) - vervandi ( şimdiki ) - skuid ( gelecek ) : iskandinav mitolojisi

Remora: oyalama, latince

Sekiz: Japonyada uğurlu sayıdır.

Sonunda yol boyunca çektikleri acıların imbiğinden geçerek arınan otuz kuş, Simurg' un yaşadığı yüce dağa erişir. Simurg gözlerinin önünde artık bakarlar ve karşılarında duran Simurg'un kendilerini
olduğunu anlarlar, Simurg her biridir ve hepsidir.

Doppelginger: bir başkasına benzeyen

Tanrıyı ararken kendisine rastlayan bir adamın hikayesi.

Başlangıcım sonumdadır. ( yunan mitolojisi )

Jorge Luis Borges

Düşsel varlıklar kitabı

iletişim yayıncılık

285 sayfa



28 Temmuz 2016 Perşembe

Paul Hindemith - Bestecinin Dünyası

Temmuz ayında pek okuma yapamadım. Gerçekten çok güzel bir yoğunluk vardı. Akraba ziyaretleri, güreş müsabakası, siyasi gündem takibi derken baktım ki ayın sonu gelmiş. Ayın başında başladığım " Bestecinin Dünyası " aslında ilerde okumayı planladığım ses işçiliği kitabının hazırlığı sayılabilir.

Kitabın ilerlememesi benim biraz ağırdan alarak sindire sindire okumamdandır. Fakat çeviride ki ağırlıkta gözden kaçmasın. Biraz daha yumuşak geçişler olabilirmiş.

Kitabı müzikle uğraşan arkadaşların büyük bir keyifle okuyacağını düşünüyorum. Müziği geniş çerçevede eleştirel gözle tanımlayan, çözüm üreten bir kitap.

Kullandığı kelimeler yerinde ve çok da zor kelimeler değil. Birçok kişinin anlayacağı kalıplar.

Kitabın ismi bestecilere hitap ettiğini gösterse de temel bir müzik bakışı vermekte. Daha doğrusu
herhangi bir bakış empoze etmeden özgür bireyler, müzikten keyif alan, kendi iç dünyasında eritip müzikle bir olan müzisyenlerden bahsetmekte.

Norgunk yayınlarının böyle kitaplara yer vermesi çok güzel.

Baskı ve kağıt kalitesi gayet iyi. Sade kapak çok hoş olmuş.

Alıntılar

Sanatın temeli bilgidir.

Bir düzenlemecinin sanatsal çabası gerçek bestecininkini geçmesi gerekir.

Yağmurun ardından bir salyangozun kabuğundan çıkıp da ıslak yerleri keşfetmek için gezmesi bir mucize değildir.

Sanat, bilim ve dinin ortasındadır.

Ruhumuzun ıslahı sonunda kendi çabamızla olacaktır.

Sanatta en büyük günah, sıkıcılık değil, orantısızlıktır.

Mozartlar için kestirme yol yoktur.

Bestecinin Dünyası
ufuklar ve sınırlar

Paul Hindemith

Norgunk yayıncılık

210 sayfa

28 Haziran 2016 Salı

Gülçin Yahya Kaçar - Türk Musikisi Üzerine Görüşler

Haziran çok çabuk geçti. Havalar başlarda serin, ay sonlarına doğru iyice ısındı.

Uzun bir Ramazan bayramı tatili kapıda, 10 gün. Güzel bir gezi planımız var, nasip.

Aslında çok yoğun geçen zamanlardı, nasıl bittiğini bile anlamadığım Türk Musikisi üzerine bir kitap.

Yazarı Gülçin Yahya Kaçar, bu işi çok seven bir isim.

Kitapta zaten makalelere yer verilmiş. Kaynakları çok önemli. Bahsettiği konular Türk Musikisine yabancı olan birinin bile anlayacağı düzeyde.

Benim en ilgimi çeken konu. Süslemeler konusuydu. İcra sırasında yapılan süslemeler.

Bence gayet öğretici bir kitap olmuş.

Kitap Maya akademi yayınlarından çıkmış. Kapak ve baskısı gayet güzel.

Kitabı Gaziosmanpaşa Halk Kütüphanesinden aldım. 2009, birinci baskı olmasına rağmen ilk alan bendim.

Alıntılara geçmeden kitap Erzurumlu İbrahim Hakkı' nın müzik üzerine sözleriyle başlamakta.

Musiki hikmete dayalı fendir,
Bilene bilmeyene ruşendir.
Nice esrarı var idrak idecek
Yer gelür sineleri çak idecek.

Alıntılar

Geleneksel Türk Sanat Müziğinde esas olan nota değil icradır.

Türk Musikisi kendine özgü yapısal ve karakteristik özellikleri olan bir müziktir.

Türk Musikisi üzerine görüşler

gülçin yahya kaçar

maya akademi yayınları

176 sayfa.

14 Haziran 2016 Salı

Dücane Cündioğlu - Hz. İnsan

2016 Haziran ayına pek hızlı girdim. İyi okuyorum. Canım sıkıldıkça kitaplara yöneliyorum. Fazla enerji harcamama isteği de olabilir.

Dücane Cündioğlu' nun Hz. İnsan kitabı Muhammet Kalyoncu'nun hediyesi olarak elime geçti.
Bundan önce bir kaç kitabı da elime geçmişti. Düşünceleri, fikirleri üzerine durulması gereken konular, beyini yakan çalışmalar. Fakat edebi dili pek kuvvetli değil, kendi düşüncelerini anlatmak için yeterli bir dili var, onun dışında bir tık üstü estetik olarak edebi dili yok. Olması gerektiği de tartışılır tabi. Şu anda bir problem yok.

Dücane Cündioğlu kitabında birçok konuyu ele almış, kendince yorumlar yapmış, yorumların büyük bir kısmına katılıyorum, katılmadıklarımı da hala düşünüyorum.

Alıntılar

Yeryüzü gamsızdır, çünkü umursamaz.

Her şey O' dur.

Akıllı olmak, akıllı olmanın üstüne çıkmak isteyen için bir bağdır.

Fiil değildir, aşk infialdir.

Azaların secdesinden kasıt, kalbi secdeye davettir.

Yeryüzünde insanoğlunun sürekli ızdırap duygusu içinde yaşamasının tek bir nedeni var, mülkiyet.

Hay'dan gelen Hu'ya gider.

Fakri Fahri, yoksulluğum övüncümdür.

Nefs üzerine iktidar, beden üzerine iktidar demektir.

Sözcük hazinemiz ne kadar zenginse düşüncemizde o kadar zengindir.

Sanatın ifade ettiğini düşünme açıklamaya koyulur, sanat ise düşünmenin açtığı evlekte düşünceleri anlatacak anlatımlar yaratır.

Modern insanın bilmeyi istememekle insan olmayı istemediğini de kabul etmiş oluyoruz.

Düşünmekle başkasını biliriz, düşlemekle kendimizi tanırız.

Ün aslında kabuğun bilgisi özü kapsamıyor.

Sen kirlenmekle değil, arınmakla mükellefsin.

Hz. İnsan
Dücane Cündioğlu

Kapı yayınları

124 sayfa.


11 Haziran 2016 Cumartesi

Vedat Türkali - Bitti Bitti Bitmedi

Ara ara okuma sıramı bozsam bile geri yeniden okuma listeme dönmeyi biliyorum. İki yıl önce edindiğim bir kitap olan Vedat Türkali, Bitti Bitti Bitmedi kitabı ayrıntı yayınlarından çıkmış. Genelde ayrıntı yayınlarının kitapları hoşuma gidiyor. Alternatif yayınlar.

Vedat Türkali' de uzun zamandan beri okumak incelemek istediğim bir yazardı. Sırada ki okuyacağım kitapları Güven ve Komünist.

Kitabımıza dönersek Diyarbakır Ceza evinde geçen günlerini unutmaya çalışan Murat' ın yeni bir hayat kurma çabası.

Hikaye anlatılırken Ermeni ve Kürt olaylarına da değinilmiş.

Dilin yalınlığına karşın anlatırken iç konuşmalar, diyaloglar birbirine karışıyor. Dikkat gereken bir okumaya ihtiyaç var.

Anlatılan gerçek olayların gerçekliği tarihi kaynaklara bakılarak pekiştirilmesinde yarar var gibi görüyorum.

Son olarak Bir Anlık Gecikme adlı Tevfik Fikret şiiri bu kitabın benim için kazanımı olmuştur.

Alıntılar

Dünya tatlı da birbirine çirkin yazgılar oluşturmak için insanlar yaratıyor tatsızlıkları.

Gemiler de ne güzel kayıp gidiyor mavilikte.

Hele dövmeye kalkışırsam barışmak için de dövüşürüm.

Bitti Bitti Bitmedi

Vedat Türkali

Ayrıntı Yayınları

190 sayfa

6 Haziran 2016 Pazartesi

Attila Şenkon - Sustum duydun mu?

Takvimler Ramazan ayını gösterdi. Bugün 1.

Diğer ramazanlardan biraz farklı tam havasına, doğasına giremedim. Gerçi günlük hayatta tansiyonun düştüğü belli oluyor. Caddeler, sokaklar boş.Telaş azalmış.

Problem kendimle ilgili sanırım, neyse umarım toplarım.

Tavsiye üzerine okuduğum kitaplardan Attila Şenkon' un Sustum Duydun mu? adlı hikaye kitabı.
Çok hoş bir kitap, hatta son zamanlarda okuduğum iyilerden biri. Dili kuvvetli.

Hikayelerin ana teması aldatma, aldanma.

Çarpıcı, sıradanlığın ilginç anlatışı.

Okumasaydım kayıptaydım kategorisinde bir kitap.

Çok fazla alıntı yapamadığım bir kitap olsa da.

Alıntılar

Boş konuşanlara inat, dolu dolu susardı.

Tırnak cefadan , saç sefadan uzarmış.



Sustum Duydun mu?

Attila Şenkon

Turkuvaz Kitapçılık

93 sayfa

4 Haziran 2016 Cumartesi

Vural Yıldırım - Müzik Felsefesine Giriş

Geçen yazılarımda yazdığım yoğun günlerin bir sonucu olarak yaz nezlesine yakaladım. Gözüm şapır şapır akıyor. Odaklanma problemi üst seviyede. Üç boyut yetimde zayıfladı :)

Yine de boş kaldığım zamanlarda uzun zamandan beri okumak istediğim Müzik Felsefesine Giriş kitabını okuma fırsatım oldu.

Temel başlıklar halinde müzik olgusunu yorumlayan, ayrıştırıp açıklayan yazarlar, çok geniş bir konuyu ele aldıkları için, biraz konular arası sıçramalar olmuş.

Tam konular oturmadan kafada diğerine geçilmiş. Gerçi kitabın ön sözünde tembel bir okurdan ziyade bu düşünme sürecine katılan bir okur beklentisi var. O çerçevede bakıldığında faydalı bir kitap. Şöyle ki ben tekrar okunacaklar listesine aldım. Yazarların bahsettiği bir iki konununda üzerine düşmeyi, kendi düşüncelerimi yazmayı planlıyorum.

İmla hatalarının olduğu, basım kalitesinin pek yüksek olmadığı bir yayın olmuş. Kapak sade. Daha iyisi olabilirdi.

Kaynakça da bana biraz az geldi. Demek ki o kadarmış.

Alıntılar

Müzik ancak zihinde duyumsanır.
Felsefenin çalışma alanları içinde müziğe en yakın olan estetiktir.

Müzik doğaya olan özlemi mi dile getirmeye çalışmaktadır?

Müziği anlamak, politik bilinci tetikler.

Düşünce ve beğeni ortaya çıkarak müzik estetiği oluşur.

Bugün sanatın görevi kaosa düzen getirmektir.

Sesi aramayın o sizi bulur.

Sessizlik hali varlıkla ilişki kurduğumuz en temel andır.

Halk müziği halk tarafından üretilmemekte, halka satılmak için üretilmektedir.

Toplumu algılamayan onu dönüştürmeyi düşünemez.

Söz gerçek, anlam ütopyadır.

Müzik üzerine düşünmek bireyi kendinden haberdar eder.


Müzik Felsefesine Giriş

Vural Yıldırım
Tarkan Koç

Bağlam Yayıncılık

104 sayfa

1 Haziran 2016 Çarşamba

Dinçer Yıldız - Bilincin Işığında Müzik

Ihlamur mevsimi bir de bu ay. Ne güzel.

Yakında Beşiktaş' daki ıhlamur kasrına gideceğim. Biraz ıhlamur kokusu dolsun ciğerlerime.

Yumuşak bir kokusu varmış gibi gözükür ıhlamurun, biraz daha sıklaşınca burnunuzun direğini sızlatır.

Arabanın camını açarak geçerim, ıhlamurların yanından koltuk, döşeme, torpido da faydalansın diye.

Kitabımıza dönersek Mayıs ayından Haziran ayına sarkan bir kitap oldu benim için. Çoğunu seyahat esnasında okudum. Bölüm bölüm gazetede çıkan yazıların derlemesi olduğu için okuması da kolay oldu.

Kitabın dili temel müzik bilgisine sahipler için gayet uygun. Hiç müzik bilgisi yoksa biraz yorar.

Bir de yazarın kendi dünya görüşüyle ilgili yazıları da ilgi çekici. Sanata bakış açısı.

Fazıl Say hakkında ki yorumu da ilginç.

Okuyan çok şey katacak bir kitap bence.

Yalnız imla kurallarına pek uymamışlar. Şu her şey 'in yazımını bir tuttursak gerisi gelecek gibi.

Alıntılar

Özgürlük, bilincine varılmış, zorunluluktur.

Tanrı onları estetik mahkemesinde yargılayacaktır.

Bütün kentleriniz yok oldu şimdi ne yapacaksınız?
Goethe ve Beethoven ile ayakta kalacağız.

Utanma devrimci bir duygudur. Marx

Müziğin özü metafiziksel bir kaynaktan gelir.

Amacım damlayı okyanusa karıştırmak.

Besteci kalıcı ve ölümsüz , yorumcu geçici ve ölümlüdür.

Estetik düşüklüğün olduğu yerde, sevgi de kaybolur.

Kontrpuan: Notaya karşı nota.

Türk bestecilerin eksikliği tanıtımdır.

Bilincin ışığında müzik

Dinçer Yıldız

Yurtrenkleri yayınevi

240 sayfa


30 Mayıs 2016 Pazartesi

Ahmet Say - Müzik Tarihi

O kadar yoğun bir ay geçirdim ki dolu doluydu. Neler yapmadım neler. Hala da yoğunluk devam ediyor. Bu arada bir iki kitap anca okuyabildim. Kitap da Ahmet Say Müzik Tarihi olunca uzun sürdü biraz.

Ahmet Say'ın birkaç kitabını daha okudum hatta başucumda kaynak kitap olarak durmakta. Müzik tarihi kitabı da bunlardan biri, çok iyi gerçekten. Anlatımı, sırası ilgi çekici ve kitabın tekdüzeliğe girmesini önlüyor. Sayfa sayısının çokluğu sizi korkutmasın su gibi gidiyor.

Kitapta yer alan örnek, notalar, resimler gerçekten ustaca ve yerinde.

Olumsuz yanı yok mu bence çalgı bilgisi anlamında biraz daha bilgi verilebilirdi. Ülke ekollerine de az yer verildiği düşüncesindeyim. Gerçi kitabın sayısı binlere dayanırdı ama dayansın bence de Müzik Tarihi dersi konservatuvarlarda tüm dönemlerde rastlayabileceğiniz bir derstir veya öyle bir ders olmalıdır.

Alıntılar

Rusların müzik ve edebiyat başarısı ezgin bir toplum olmamasındandır.

Yeni müziğin getirdiği, çirkin müzik de olmaktadır.

Sanat çirkin olanı da anlatmalı.

Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmayış durumundan kurtulup aklını kendisi için kullanmaya başlamasıdır.

Aslında müzik tarihi dizonansların bağımsızlığa doğru ilerledikleri yolun tarihidir.

Danslar halktani kırsaldan saraya girmiştir.

Yunanlılar sesin titreşimden oluştuğunu bulmuşlardır.

Ahmet Say

Müzik Tarihi

Müzik Ansiklopedisi Yayınları

545 Sayfa

8 Nisan 2016 Cuma

Enrico Fubini - Müzikte Estetik

Müziğe olan ilgim ve alakam ortadır. Kendimi müzikte geliştirme adı altında çalışmalarım devam ediyor.

Seminer, paneli sohbet, konser, söyleşi kaçırmadan takip etmeye çalışıyorum.

Okumalarımdan biri de Enrico Fubini'nin Müzikte Estetik kitabıdır.

Bir çırpıda diyemeyeceğim 140 sayfalık kitabı bir haftada anca bitirdim. Dili çok ağır bir kitap.

Hele ki müziğe karşı biraz mesafeliyseniz veya özel bir çabanız yoksa ağır gelecek, ilerlemeyecek bir kitap.

Çeviriyi Fırat Genç yapmış, işin açıkçası ben pek beğenemedim. Çok ağır. 3 satır cümle mi olur, hele ki bir sayfada uzun cümle sayısı fazlaysa konu da ağır. Çok fazla emek gerek kitabı anlamak, değerlendirmek için.

Müzikte Estetik, isminden de anlaşılacağı gibi derya deniz bir konu. Ucu bucağı olmayan nereden tutulacağı belirsiz. Buna rağmen müzik tarihiyle karışık bir anlatımla okuyuculara hissettirmeden temel kavramları, bakışları, görüşleri, isimleri, tarihleri vermesi açısından önemli bir çalışma.

Müzikte Estetik nedir? Müzikte estetiğe giriş gibi başlıklar olabilir.

Çok faydalandığım. Kitabı okumadan önce ve kitabı okumadan sonra ki Ahmet, farklı diyebilirim.

Sonuç kısmında ise kitabı olmasa bile fikrini özetlemiş. :)

Alıntılar

Müzik 18. y.y. sonlarına kadar aşağı bir sanattır.

Müzik yüzyıllar boyu Batı uygarlığı içinde şiirle sıkı bir birliktelik içinde gelişti.

Müzik ve şiir mekan değil, zaman sanatıdır.

Her müzisyen kuşağı her şeyden çok ustalarını model alır.

Müzik tarihi sesleri anlatır.

Doğanın nerede bitip kültürün nerede başladığını bilmek imkansızdır.

Müziğin armonisi aynı zamanda evrenin armonisine denk düşer.

Müzikte bir haz olmalı, üzüntüyü def etmeli.

Müziğin anlamı kendi içindedir, esas olarak bir bekleyişin ürünüdür.

Müzik insani duyguları insaüstü biçimde boyar.

Müzik, insanları iyi,nazik ve her şeye hazırlıklı kılar.



Müzikte Estetik
Enrico Fubini

Çeviri: Fırat Genç


Dost kitabevi

4 Nisan 2016 Pazartesi

Seda Baştuğ Şen - Piyano tekniğinin Biyomekanik Temeli

Bu aralar biraz fazla kitaplara yüklendim. Doldurayım diyorum biraz belleği.
Bu kitaplardan biri de Piyano Tekniğinin Biyomekanik Temeli adlı, piyano çalmadan doğan
rahatsızlık ve sakatlıkları önleme yolu amaçlı çalışma. Yazarı piyanist ve eğitmen
Seda Baştuğ Şen.
Bilimsel makalelerden, etütlerden, metotlardan yararlanarak yapılmış, faydalı bir kitap.
Okuyucunun müzik ufkunu açan sadece piyanoyla sınırla kalmayıp diğer çalgılar için de
kılavuz yerine geçen bir anlatım.
Sadece kaynaklar kısmı bile sağlam bir müzik kültürü oluşturmanız için yetip artacak bir kitap.
Pan yayınlarında çıkmış, Pan yayınlarının müziğe katkısı gerçekten takdire, ilgiye değer.
Akordeon hakkında geçen küçük bir pasajı sizinle paylaşmak isterim.
” Bilindiği gibi düşey klavyesi olan akordeon, kolun anatomisine daha uygundur. Zira kol, anatomistlerin sıfır pozisyonu
dedikleri pozisyondadır ve bu pozisyon piyanistin çalarken aldığı pozisyondan farklıdır.”
Yani akordeonu çalarken kol pozisyonumuz vücudumuzun doğasına daha uygundur. Dolayısıyla yorulmalar, efor daha az olur.
Piyanistin nihayetinde ulaşmak istediği budur.
Kitapta bu tip kol pozisyonlarından,duruştan, fiziksel ve ruhsal açıdan hazırlıktan bahsedilmektedir.
Kitaptan yaptığım alıntılar:
* Bir partüsyonda esas dışında her şey yazılıdır.
* Müzikte bilgiye ve ustalığa giden yolda kestirmeler yoktur.

* Fiziksel planda piyanistin, insanı , piyanistik organlarını tanıması beyinsel kontrolü ele geçirmesi
anlamına gelir.
*Piyano çaldığınız zaman önemli olan kasların gevşemesidir.
* Önemli olan hareketi yüzlerce kez yapmak değil, doğru yapmaktır.
* Hareket egzersizleri zamanla reflekslere dönüşür.
* Virtüözlük, temelden zirveye basamak basamak çıkılan bir müzik serüvenidir.
* Bir amatörü profesyonelden ayıran çizgi klavyesiyle ilişkisidir.
* Amaç: En az eforla, en fazla üretkenlik.
* Bir kuşun bugün yorgunum uçmak istemiyorum dediğini hayal edebilir misiniz? ( her gün çalın, çalışın )
* Notalar harfsa, akorlar cümledir.
* Çalınan her notanın yaşanması gerekir.
* Gönül gözüyle görenler daha çok yaratıcı olurlar.

Seda Baştuğ Şen
Piyano Tekniğinin Biyomekanik Temeli
Piyano çalmadan doğan rahatsızlık ve sakatlıkları önleme yolu
Pan yayıncılık
132 sayfa

11 Mart 2016 Cuma

Engin Toprak - Çağdaş Rus Öyküsü Antolojisi

Mesela teknoloji dendiğinde aklınıza Japonlar geliyor mu? Benim, evet.

Edebiyat dendiğinde de aklıma Ruslar geliyor. Hele ki roman, öyküde.

Uzun süredir Rus edebiyatının üzerine çalışmayı düşünüyordum. İnce eleyip, sık dokumayı.
Fakat bir türlü fırsat olmadı. Yapacağım ama 2018 yılını Ruslara ayırabilirim.

Bu programa başlangıç için ikaros yayınlarından çıkan çağdaş Rus öyküsü antolojisi'ni milat kabul edebilirim.

Takip edeceğim yazarlar:

Nikolay Mihayloviç Karamzin, Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, Nikolay Vasilyeviç Gogol, Ivan sergeyeviç Turgenyev, Fiyodor Mihayloviç Dostoyevski, Aleksandr Nikolayeviç Ostrovski, Lev Nikolayeviç Tolstoy, Nikolay Semenoviç Leskov, Anton Pavloviç Çehov, Ivan Alekseyeviç Bunin, Mihail Afanasyeviç Bulgakov, Vladimir Vladimiroviç Nabokov, Yuriy PAvloviç KAzakov, Vasiliy Makaroviç Şukşin, Boris PEtroviç Ekimov, Sergey Dovlatov Dovlatoviç, Natalya Tolstaya, Dina Rubina.

Kitabın bana en iddalı gelen yanı çevirmenin takdimi, kendi de çok iddalı. Çeviri güzel gerçekten.

Kapağı, baskısı, kağıt kalitesi, yazı şekli gayet iyi. Seçtiği öyküler ise şaşılacak derecede iyi.

Okumanızı tavsiye ederim. Dostoyevski'yi " Dostoyevski " yapan neymiş, kısa bir örnek var.

Babam gibi siz de " sen bana tavsiye veremezsin " demeyin lütfen :)

Alıntılar

Çevirmenin işlevi yabancı metinde ortaya çıkan dilsel olguyu anlamak ve bunu anadilinin kendisine sunduğu olanakları yardımıyla açıklamak olmalıdır daha çok. Laszlo

Doğaya hayat veren mutluluk senin ruhuna yabancı.

aşkın en büyük günahı şehvet ve arzu değil midir?

kumar epey ilgimi çekiyor, ama başkasının parasını almak için cebimdekilerini gözden çıkaracak durumda değilim.

dünyada hiçbir şey ebedi değil oysa.

Ne kadar okursam, ne kadar öğreniyorsam o kadar gülünç biri olduğumun farkına varıyorum.

Bizim dünyamızda gerçeğe sadece acıyla ve acıdan geçerek ulaşılabilir.

Ölümsüzlüğe ermek için kendini öldürmek moda oldu. :)

Her şeyin daha iyi olması bize bağlı önemli olan bunu içtenlikle istemek. Dostoyevski

İnsanlara iyilikle mi yaklaşmak ama nasıl ?
İçinizde ki korkuları yenerek tabi. Leskov

İnsan paylaşmadan yaşayamaz.

Sanat dediğiniz insan ruhunun yakarışlarının müziği, ezgilerinden başka nedir ki? Bunin

İnsan, şehir derin bir uykuya çekildiği an, tüm sesleri daha iyi algılayabilir.

Herkes hayatta kendi başına düşeni yaşıyor.

Dünyada hiçbir şey ebedi değil, hüzün bile. Kazakov

Yaşamak istiyorsan yaşarsın. Şukşin.

Bu devirde kurtdan kuştan değil, insandan korkmak gerekiyor. Ekimov



Çağdaş Rus Öyküsü Antolojileri

Engin Toprak

İkaros Yayınları

359 sayfa










4 Mart 2016 Cuma

Pierre Lassarre - Nietzsche'nin Müzik Üzerine Düşünceleri

Pan Yayıncılığın müzikle ilgili kitaplarını takdirle ve sevgiyle karşılıyorum. Birçok yayını Türkçemize kazandırdı. Müzik edebiyatının olmazsa olmaz yayın evlerinden biri.

Nietzsche için ise :  zaten herkesin kendi Nietzsche'si olması gerek ondan anlaşılan herkes için farklıdır.

Bir gün Nietzsche için bir karikatür okumuştum onu paylamak isterim. Nietzsche'nin dedesi
nüfus idaresine gider, isim almak istiyordur.

Memura der,
 "Nice"olsun,
 alınmış.
"Nistce" olsun,
 alınmış.
"Nitsche" olsun,
 o da alınmış.
"Nietzsche" yaz,
alınmamış.
oh, tamam :)

Kitaba dönersek bu tip kitapları pek okumam gerçi, çünkü Nietzsche 'nin görüşlerini kendi potasında eritir,yazar. Fakat müzikle ilgili olması beni cezbetti.

Nietzsche'nin müzik sanatını ne kadar yücelttiğini kitapta aşikar bir şekilde görebiliriz. Fakat ileri ki yıllarda Wagner'le arkadaşlığı ve Wagner'in operalarına bakışı sebebiyle müzik görüşü de değime uğradı.

Opera'nın müziğin etkinliğini azalttığını düşünmektedir. Katılıp, katılmamak size kalmış.

Alıntılar

Müzik, boşlukların dalgaları üzerinde akıp giden yaşamın tanrısal oluşumunu anlatır doğruca.

Müzik öbür sanatların izlediği yasalardan çok farklı bir yasaya bağlıdır.

Amacı güzellik değildir, amacı hoşluktur.

Müziğin mayası bütün estetik mayaların anasıdır.

Nesnenin ruhundan çıkıp bize gelen dingin bir bakıştır.

Estetik düşün gereksinimidir.

Ancak sanat yoluyla acı, tatlılaşabilir.

Sadece müzik bir taklit sanatı değildir. schopenhauer

Müzik görsele dönüşür. Görsel müziğe dönüşmez.

Kavramlar üniversalia postrem
müzik universalia anterem
gerçeklik universalia inre

Gerçel bir müziksel esin taşıyan müzik fikirleri müzik dışı düşüncelerden doğmaz.

Müziğin verdiği heyecanın temelinde görüntü imgeleme ve duygularını harekete geçirme vardır.

Müzik güzel kategorisi içinde değerlendirilmemeli.

Müzik, bütün sanatlar arasında evrensel, zaman ötesi, ülke ötesi, bir sanat olarak gelişen tek sanattır.

Nietzsche'nin Müzik Üzerine Düşünceleri

Pierre Lassarre

çeviri: İlhan Usmanbaş

Pan Yayıncılık

96 sayfa




1 Mart 2016 Salı

Grigory Petrov - Beyaz Zambaklar Ülkesi eleştirisi

Baharın gelmesi... Çoğu insan bana ne diyemez gibi geliyor.

Bitkiler, böcekler, insanlar.

Betona bakarak bunu anlamak çok zor, bahar doğaya vuruyor, plazalara değil, gerçi plazalarda klimaları açmaya başlar.

Kitaba dönersek, Beyaz Zambaklar Ülkesi bizim evde okunan bir kitaptı, annem babam okuyup kendi aralarında konuşuyorlar, bende sohbete katılabileyim diye :) ve anlattığı örnekler hoşuma gitmesi sebebiyle markete dosya almaya gittiğimde kitabı gördüm. Evet bir market kitabı. Hani şu fiyat yazısı kitap başlığından büyük olan kitaplar.

Zaten şöyle bir isteğim var, mesela kitabın fiyatı düz olmalı, esnaf işi gibi :)
14 tl. 20 tl 5 tl gibi 9 tl 19 tl olmamalı, 19.90 tl 9.90 tl kesinlikle olmamalı.

Evet kitabı süpermarketten aldım. Ucuz bir kitap. Baskı kalitesi, kağıt kalitesi iyi değil.
Kapak özensiz. İçeriği gayet iyi. Yazı büyüklüğünü kafanıza takmadan okuyun, bir çırpıda.

Alıntılar

Yeni toplumlar kendileriyle birlikte yeni şarkılar besteler.

Bir millet nasılsa yöneticiler de onlar gibidir.

Kanunsuzluğun en büyük sebebi, kanunu uygulamakla yükümlü olanlardır.

Sizler de bizim ülkemizde böyle kaliteli ürünler meydana getirmeye çalışın.

Beyaz Zambaklar Ülkesi

Grigory Petrov

çeviri: İsmail Fatih Ceylan

Yediveren Yayınları

174 sayfa

24 Şubat 2016 Çarşamba

Fazıl Say - Uçak Notları

Kış rolünü iyiden iyiye bahara bırakmak üzere cemreler yaklaşıyor. Çiçekler açsın, kediler iş başına.

Havaların ısınması pek bir hoşuma gidiyor, senede topu topu 60 gün kısa kollu gezen biri için hava

durumu önemli.

Bu sefer ki kitap : Fazıl Say 'ın uçak notları kitabı. Müzik ansiklopedisi yayınlarından çıkmış. İşin açıkçası Fazıl Say'ın samimi yazılarından yüz bulurak ara ara bölüm bölüm okuyup bitirdiğim bir kitap. Köşe yazısı, müzikal makale kıvamında olduğundan anlam bütünlüğüne zeval gelmedi.

Biraz uzun sürdü o kadar.

Öncelikle şunu belirteyim müzikle ilgilenen her arkadaşın rafında durması gereken bir kitap. Ülkemiz ve Dünya ölçeğinde,  bir müzisyenin müziğe bakışını yansıtmakta. Kendine pay biçen arkadaşlar için iyi bir kişisel gelişim kitabı.

Hele ki klasik müziğe, caz'a ilgisi olan arkadaşların ufkunu açacak bir kitap.

Bildiğiniz gibi Fazıl Say piyanist, müziğe piyanist gözüyle bakıyor, doğal olarak. Bu da ayrı bir avantaj olarak görülebilir.

Benim başucu kitaplarımdan biri oldu.

Negatif yanlarına gelince kitabın kapağı çok zayıf. Renkler, yazı font seçimi çok cılız. İçeriğe pek
uymamış. Yeni baskı yaparlarsa gözden geçirilebilir.

Okuduğum kitap 1999 yılı birinci baskısı. Ankara'lı :)

Fazıl Say

Uçak Notları

Müzik Ansiklopedisi Yayınları

168 sayfa


Alıntılar

Müziksiz insan müziksiz toplum olur mu? Yaşam müziktir.

Savaşçı insan, savaşacak bir şey bulamıyorsa kendisine saldırır. Nietzsche

Çıkarsa Türkiye'den çıkar, Bozkırları düşün.

Dünyanın neresinde olursanız olun, zordur yalnızlık.

Dünya'nın klasik müzik pazarı 57. sokaktan yönetiliyor.

Benim derdim hep en iyi konserimi vermek olmuştur. Her konsere bu havayla çıkarım gerisi Allah Kerim.

Yurtdışına eksiklerimizi değil, fazlalıklarımızı göstermek zorundayız.

Kötü çalmaktan korktuğun zaman müziğe saygı duyuyorsun demektir. Oysa tutku ve saygı farklı şeylerdir.

20.yy parayla kültürün boşandığı yüzyıldır.

Bizim orkestralarımız var olmak zorunda oldukları ve var olmak istedikleri için vardırlar.

İnsanın tek başına inadıdır.Bir şeyi gerçekleştirmek kendi istediği şekilde yapmak.

Halen do majörden dünyanın en güzel bestesi bestelenebilir. Schönberg




17 Şubat 2016 Çarşamba

Recep İhsan Eliaçık - Mülk Yazıları

Ankara'da bomba patladığını dün akşam eve giderken öğrendim. Sesim telefonda 3-4 saniye kesildi.
Yutkundum, konuyu değiştirdim.

İhsan Eliaçık, son yıllarda öne çıkan daha doğrusu ana akım medyayla işi olmadan twitter gibi sosyal

ağlarla, uydu televizyonculuğunun gelişmesiyle kendini gösterme imkanı olmuştur.

Fikirlerine katılmak katılmamak size kalmış, alternatif düşüncenin şiddette başvurmadan tartışılmasından yanayım.

Kitaba dönersek, öncelikle dilden başlayalım. Ben kitapları dilin ağırlığı, anlatımın yoğunluğuna göre

3 kademeye ayırıyorum.

1. kademe : ağır : Cortazar 'ın kitaplarına bir göz atın. İlerlemez. Gözünüzü kaçırın, paragrafı baştan okursunuz. Hikaye olduğu halde.

2. kademe: orta : Orwell, Mccullers kitapları yavaşta olsa ilerler. Dikkatiniz yoksa bile devam eder.

3. kademe : hafif : İhsan Eliçak 'ın kitapları. Fikir, düşünce olarak yoğun olabilir, edebi dil ve anlatım olarak zayıf. Bence profesyonel takviye alabilir. Cümleleri atlaya atlaya okuyun bir şey kaybetmezsiniz.

Kitabın içeriğine dönersek, isminden de anlaşılacağı gibi mülk edinme kavramını ayetlerle, hadislerle açıklayan fikir dünyanızı çeşitlendirecek bir kitap. İhsan Eliaçık, teorisini bu kitapla güzelce açıklıyor, bir de ekonomi manifestosu bekliyorum. Uygulama kısmı. Gerçek sayılar, gerçek öneriler.
Ne yapmalıyız, ne yaparsak kapitalizme yumruk atmış oluruz?

Bir de kitabın son makalesinde korkudan bahseder, korkularımızın kaynaklarından, işin özünden.
Sırf o makale için kitap okunur.

Alıntılar

Herkesin eşitliğini hatırlayın.

Öyleyse yarın için kaygılanmayın, yarının kaygısı yarının olsun. Her günün derdi kendine yeter.

Çünkü insanın çabasından başka hakkı yoktur.

Sanatlar ancak takipçilerinin fazla oluşuyla iyileşir ve ilerler. İbn Haldun

Üç kadim korkunun pençesinde kıvranan insan. ( ekonomik, politik, onkolojik )

Mülk Yazıları

Recep İhsan Eliaçık

İnşa Yayınları

396 sayfa.



11 Şubat 2016 Perşembe

Paul Klee - Modern Sanat Üzerine Eleştirisi

Yoğun geçen iki ayın ardından bugünle zirve yapıp yoğunluğu bir nebze olsun atlattım gibi. Gece

üçte lodosla uyandım. Yarım saat uyuyamadım. İnce bir duştan sonra kendime geldim.

Vücut kendini uykuya hazırlayıp duşun etkisi geçsin diye dün akşam Tünel Kırmız kedi kitapçısından

kardeşimin tavsiyesi üzerine ünlü ressam  Paul Klee'nin Modern Sanat Üzerine kitabını okudum.

Paul Klee'nin bir sergi öncesi konuşma metninden derlenmiş. Ufuk açıcı. Özellikle sanatla ilgilenen

veya hayatında estetik kaygısı güden arkadaşlar.

Altıkırkbeş yayınları da bana bir türlü sempatik gelmedi. Nedenini bilemiyorum. Ama baskı kalitesi,

kapak güzel, çeviri orta, az da olsa imla hatası var.

Alıntılar

Sanatçının konumu alçakgönüllüktür. Ve dallarda ki güzellik ona ait değildir. O sadece bir kanaldır.

Bir insan ancak kendi nesnel tutkularını bilir.

Tesadüfen bir resimden tanıdık bir yüz çıktığında ona büyük bir haz verir. (  hüznün yüzü )

Şu andaki biçimi bakımından bu dünya mümkün olan tek dünya değildir.

Kendi yolunu sonuna kadar izlemeyen sanatçı küstahtır.

Yaşamı bayağılıktan çıkarıp yükselmesine yardımcı olan sanat gerçekliktir.

Araştırmayı sürdürmeliyiz
bütünü değil parçaları bulduk.
henüz nihai güçten yoksunuz çünkü

Kendisini korumak adına hiçbir zaman alçalması ( Paul Klee )

Paul Klee

 Modern Sanat Üzerine

çeviri: Kaan Çaydanlı

Altıkırkbeş yayın

62 sayfa






1 Şubat 2016 Pazartesi

Aris Nalcı - Paramazlar

Paramazlar, evrensel basım yayından çıkmış tarihi bir kitap anı-biyografi diye not düşülmüş.

Anı sanki daha yakın bir tür gibi geldi bana

Paramazlar, Beyazıt'da 20 dar ağacı, Kasım 'de ilk baskısı yapılmış. Çeviren Aris Nalcı'dan imzalı aldığım bir kitap. Sıcak, sıcak taze simit denir ya öyle.
08.11.2015 tarihinde  babama hediye aldığım bir kitap.
Ve Aris Nalcı imzası şöyle:
En büyük önyargılarımızı kıracak en küçük cümlelerdir.

Kitap beş bölümden oluşuyor.

Çevirisi gayet hoş olmuş. Yalnız 4. bölümde yer alan hınçak parti nizamnamesi osmanlı türkçesiyle

yazılmış. Anlaşılması zor.

Son olarak siyasi görüşümü bu blogda paylaşmak istemiyorum öyle bir amacım yok fakat iki cümle etmeden de geçemeyeceğim.

Hınçak partisinin gerçek, reel yapmış olduğu siyasi faaliyetleriyle parti tüzüğünde yazanlar ne derece

uyum gösterir.Objektif bir kaynak bulunursa incelenmeli. Barış tüm dünyayı sarar umarım.

Alıntılar

İştah mı? Hapsolmuş birinde mi?

Anayasa Türkiye'si, siyasi ve kamusal olarak geniş bir çalışma alanı açıyordu.

Şu fani dünyada anlayamadık bir türlü neyin lanet, neyin kutsal olduğunu.

Gelecek kendi kurumlarını kuran sınıflara aittir. Vandelvart
ve kendi kurumlarını yaratma heyecanı olan milletlere aittir gelecek.

Adaletin olmadığı yerde her türlü sadakat sahtedir.

Hayatın amacı insanın yükselişi ve kusursuz mutluluğu.

Ben çalışan kollarla işim olsun istiyorum,hayatın mutluluğun kaynağı onlardır.

Paramazlar
Beyazt'da 20 dar ağacı

derleyen: Yetvart Çopuryan
çeviri: Aris Nalcı

evrensel basım yayın

174 sayfa








29 Ocak 2016 Cuma

Jacques Ranciere - Cahil Hoca eleştrisi

Cahil Hoca öncelikle çok güzel bir kapağa sahip, estetik. İnternette gezerken rastlamıştım. Metis yayınlarından çıkan ağır bir düşünce kitabı. Öyle inceliğine filan bakmayın. Topu topu 137 sayfa olmasına rağmen dopdolu bir kitap.

Yalnızca tek dezavantajı çeviri biraz sorunlu olmuş. Kitap akmıyor. Beyin düşük cümleleri düzelteyim anlayalım derken bir sayfayı okumak beş dakikayı buluyor. Sayfanın sonuna gelindiğinde başı unutuluyor.

Bir de kişisel gelişim kitabı gibi bir şey düşünmeyi, böyle armut piş ağzıma düş şeklinde bilgiler yok.
Okuyucu kendini geliştirip, düşünüp, anlayıp, uygulamalı.

İşin açıkçası kitap bana çok şey kattı. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Hatta belirli aralıklarla tekrar tekrar okunup, hayatının, yaşamının muhasebesi yapılmalı.

Alıntılar

Özgürleştirmeksizin eğiten aptallaştırır.

başarmak için tek gereken istemektir.

post hoc, ergo propter hoc : böyle olunca böyledir.

istedik mi kendi arzumuzun gerilimiyle veya durum icabı, açıklayan bir hoca olmaksızın bir hoca olmaksızın kendi başımıza öğrenebilirdi.

bir zekanın başka bir zekayla tabi kılındığı yerde aptallaşma vardır.

size öğretecek hiçbir şeyim olmadığını öğretmek zorundayım.

bir şey öğren ve geriye kalan her şeyi şu ilke uyarınca onunla ilişkilendir. " bütün insanların zekaları eşittir."

Hoca ve öğrenci, tavşan kaç, tazı tut oynar.

unutmak problem değildir.

ilim sahibi olduğumuzu hakikati bildiğimizi veya bir dahiye dönüştüğümüzü söyleyecek değilizdir. Ama zihinsel düzlemde bir insanın yapabileceği her şeyi yapabileceğimizi biliriz.

zekayı çalıştırmaya yetecek ama tembelleştirmeyecek kadar gizlice.

cahil hocanın öğrencisinden istemesi gereken şey, dersine dikkatli bir şekilde çalışmasını kanıtlamasıdır.

başkasını özgürleştirmesi için öncelikle insanın kendisini özgürleştirmesi gerekir.

ne olduğuna dair bilinçse onu kendisinden başka bir şey yapmaya sevk eder.

halkı aptallaştıran öğrenimsizlik değil, zekasının aşağı olduğuna duyduğu inançtır.

doğaçlama yapmayı öğrenmek her şeyden önce kendini yenmektir.

hakikat bilmeyen araştırır ve bu yolda çok şey çıkar karşısına.

tek hata şudur, kanılarımızı hakikat sanmak.

dikkat zeka için çok önemli.

irade seçme merci olmaktan önce, hareket etme, kendini harekete geçirme eyleminde olma kudretidir.

zihnin ilk günahı, acele değil, dalgınlık ve dikkatsizliktir.

bıkıp usanmadan çalışmak.

bir birey ne isterse yapabilir, diye ilan eder evrensel eğitim.

yeniden yapmak ( rastlantıları artırmak ) ve kötü koşulları başarı fırsatlarına dönüştürmek.

zekamızın marifeti bilmekten ziyade yapmaktır.

Amaç büyük ressamlar değil, bende ressamım diyen özgür bireyler yetiştirmek.

tembellik bedenin uyuşukluğu değil, kendi kudretini küçük gören bir zihnin giriştiği edinimdir.

kendimizi adadığımız üzücü durum bizi zincirlemekten başka ne yapabilir.

bireyler gerçek varlıklardır, toplumlar kurmaca.

eşitsiz bir toplumda eşit insanlar olunduğunu öğretmek gerekiyor.

bir arayın hakikati hele bulamayacaksınız, kapısını çalın size açmayacaktır, ama bu arayış öğrenmenize yardımcı olandır, o çeşmeden vazgeçebilirsiniz, ama içmeye çalışmaktan hiç vazgeçmeyin.

Jacques Ranciere

Çeviri: Savaş Kılıç

Cahil Hoca

Zihinsel Özgürleşme Üzerine Beş Ders

Metis yayıncılık

137 sayfa





22 Ocak 2016 Cuma

Paul Griffiths - Batı Müziğinin Kısa Tarihi

Kış vakti yapılacak şeylerden biri de kitap okumak.

Kitap okumanın son zamanlarda hakkını verdiğimi düşünüyorum.

Yine kütüphane'de dolaşırken müzikle ilgili kitapları bitirmek aklıma geldiği için, birazda ismine

takılıp Batı Müziğinin Kısa Tarihi adlı kitabı aldım.

Bir önceki yazımda yine müzik tarihiyle ilgiliydi. Biraz tarihe yoğunlaştım sanırım.

Paul Griffiths in yazdığı Batı Müziğinin Kısa Tarihi bence gerçekten çok faydalı bir kitap.

Hatta kitabın sonundaki okuma ve dinleme listesi gerçekten çok hoşuma gitti.

Kitabı okumadan önce o dinleti listesini hazırda tutup bir yandan okuyup, bir yandan dinlemek çok

zevkli ve öğretici olacağı düşüncesindeyim.

İş bankası yayınlardan çıkan kitap, renkli kapağıyla dikkat çekmekte.

Umarım bu tip yayınlar artarak devam eder.

Alıntılar

Bir bestecinin değeri giriş melodisinde değil, gidişindedir.

Antik yunanda müzik terimi diğer sanat dallarını içerirdi.

Zaman içerisinde ilerledikçe müzik yaşamlarımıza benzeyebilir.

M.Ö. 2500 yılında müzisyen kavramı oluşmaya başlamıştır.

1500lü yıllarda çalgı topluluklarına senfoni kelimesi kullanılmaya başlamıştır.

Dans müziğe yön vermiştir.

Rousseau içi temel ölçüt müziğin doğaya yakın olmasıydı.

Dönemler başlamaz veya sona ermez evre evre birbirinin içine girer.


Batı Müziğinin Kısa Tarihi

Paul Griffiths

Çeviri: M. Halim Spatar

Türkiye İşbankası Kültür Yayınları

248 Sayfa










21 Ocak 2016 Perşembe

Curt Sachs - Kısa Dünya Musikisi Tarihi

Müzik yayınlarına devam ediyorum. Bu sefer ki kitap Kısa Musiki Tarihi.

İstanbul Orhan Kemal halk kütüphanesinden aldığım bir kitap.

Laf aramızda baya bir müzik arşivini kullandım.

Kısa Dünya Musikisi Tarihi, mi eğitim basım evinden çıkmış. 1965 baskısı.

ilk baskının 3000 kopyasından biri.

Kitabı elinize aldığınızda o nostaljik havayı çok net hissedebiliyorsunuz.

Kitapla ilgili bende merak uyandıran, müzik devrelerinin çeşitliliği, günümüze

kadar gelen müzik süreçlerini 20. evreye ayırmış. Curt Sachs gibi önemli bir

müzik eleştirmeni kitabı yazmış. Çevirisi, İlhan Usmanbaş tarafından yapılmış.

Çok güzel bir çeviri.

Kitap şöyle başlıyor.

" Olayları sıralayan bir tarih yalnız neler olup bittiğini anlatma değeri taşır.

Oysa düşünen bir kafa bunların nasıl olup bittiğini, niçin olup bittiğini de öğrenmek ister. James Westfall Thompson"

Alıntılar

Şarkı çalgıdan öncedir.

Din dışı müzik m.s. 1000'den sonra çıkmıştır.

1100-1200 lerde çalgı çalan en az sekiz on çalgı bilmeliydi.

Basel yönetimi 1406 yılında sokak çalgıcıların pantolaon giymesini yasaklamıştır.

Gotik musikisi hesap üzerine kurulmuştur.

Halk konserleri 1700 lü yıllarda başladı.

Süsleme klavyeli çalgılar için önemlidir.

Kısa Dünya Musikisi Tarihi

Curt Sachs

İlhan Usmanbaş

Milli Eğitim Basımevi

251 sayfa