26 Nisan 2017 Çarşamba

Şerif Mardin - Türk Modernleşmesi

Bu sefer bir değişilik yapayım dedim ve yazdığım bir kitap raporunu burada paylamak istedim. Belki formatı bundan sonra böyle yaparım. Tam karar veremedim.

Şerif Mardin / Türk Modernleşmesi

Hazırlayan: Ahmet Gezer


Türk sosyolog Şerif Mardin' in makalelerinden derlenen Türk Moderleşmesi adlı kitap. İlk baskısı 1991 yılında yapılmıştır. Benim okuduğum kitap 1997 yılında 5. baskısıdır. İletişim yayınlarından çıkmıştır.

Şerif Mardin Türk modernleşmesi farklı boyutlardan ele alıp incelemeye çalışştır. Çok yönlülük söz konusudur. 50 farklı konu üzerinden değerlendirme yapmıştır. Bazı konular modern kavramıyla doğrudan ilişkili iken bazıları dolaylıdır. Fikir vermesi, düşünce dünyamızı genişletmesi bakımından önemlidir.

Kitabın temel amacı bu konular persperktifinde Türk Modernleşmesini anlatmaya, örneklerle açıklamaya çalışmaktır.

Bir okur olarak değerlendirdiğimde Şerif Mardin'in difüzyonist bakışısına sahip olduğu izlenimine ulaştım. Şimdiki kültürel gelişmelerin kaynağının Osmanlı'dan itibaren hatta yeri geldiğinde Moğol'dan itibaren çekip günümüze uyarlaması sebep olmuştur.

Türk modernizmini açıklarken işlediği farklı konuların başında batıcılık gelmektedir. Osmanlı Devletinden modernleşme çabalarını ele almış. Tanzimat fermanın üzerinde durmuştur. Osmanlı Devleti'nin modernleşirken kendi çıkarlarını koruyamamaı tebanın tepkisine yol açmıştır. (Mardin,1991,12) Bunun yanında tanzimat fermanının getirdiği yenilikler ev hayatına kadar yansıştır. (Mardin,1991,13) Bu da yavaş yavaş yenilik kavramının tebalarda vuku bulması, Osmanlı Devleti için farklı bir devrin başladığını ortaya koymaktadır.

Toplumların eğitim, teknoloji, siyaset, hukuk, iktisat, sanat ve dine ilişkin sorunlarını çözdükleri kendilerine özgü yola, o toplumun kültürü denir. (Mardin,1991,21) Literatürde bulunan başka bir kültür tanımı. Kültürün problem çözme üzerindeki etkisi üzerinde durmuştur.

Bu kültür tanımını yapılmasıyla birlikte ona takiben bir toplumu oluşturan insanlar için insanların veya bir grup insanın ideal olarak benimsedikleri sistemden gerçek davranışları çıkarılamaz.(Mardin,1991,24) görüşüyle bireyselliğin üzerinde durmuş. İlerki makalalerde söz edeceği kültür içinde kaybolan insandan bahsetmiştir. Davranışlarındaki belirsizlik göz ardı edilmemesi gereken bir husustur.

Moderleşmeyi merkezi olmakla ilişkilendirmiştir. Modernleşme, toplumların aynı zamanda gittikçe farklılaştıkları ve merkezileştikleri bir süreçtir.(Mardin,1991,25) Merkezleşmenin Osmanlı gibi birçok ulustan meydana gelen devletlerde probleme sebebiyet verdiği çıkarılabilir.

Batıda ki moderleşmenin Osmanlı Devleti'nde neden daha uzun sürdüğünü üç inkilaba indirgemiş. Ayanlık, pazar ve sanayi inkilaplarına başlamıştır. Toplum kanaat önderi, aydınların olmayışı, üretilen ürünlerin ülke sınırları içinde bile zor satılması söz konusuyken yurtdışı pazarına ulaşılamaması. Sanayi inkilabının yok denecek kadar az olmas?.(Mardin,1991,28)

Kapitalizmin ana malzemesi kapitalin Osmanlı Devleti'nde farklı yollardan el değiştirmesi. Bir onur kaynağı gibi hediyeleşilmesi örneğiyle. Kapitalin pazardışı fonksiyonu.(Mardin,1991,29)

Kapitalizmin getirdiği tüketim kavramı o zamanlar pek ahlaki sayılmazdı. Onun için kapitalizme entegrasyon geç olmuştur. Bu da modernizm ilişkilerini etkilemiştir. (Mardin,1991,46)

Kapitalizmi var eden güvenlik jandarma zoruyla sağlanamamış. İletişim yeterince gelişmemiş. Ekonomide genel olarak homojen bir yapı sağlanamıştır. Gelir dağılımı hesaplanamamıştır.(Mardin,1991,196,203,213,238)

Diğer bir batı entegrasyonu sorunu günlük uygulamalarda gelmektedir. Belli normlara uymak hem Osmanlı yönetiminin işini zorlaştırmakta, hem de halkın işini zorlaştırmaktadır. Bu olay günümüzde de geçerlidir. Avrupa birliği normalarına uymak günlük hayatta zorluklara yol açmaktadır. Anlık zorluk gelecekteki refahın önüne geçmektedir. (Mardin,1991,66)

Günümüzde de önemli olan Gender konusu üzerinde durup, kadının toplumdaki yeri ile ilgili olumlu gelişmelerin yine toplumda belirsizliker yol açtığını söylemektedir. (Mardin,1991,74)

Bu bilgileri nasıl edinildiği hakkında bilgi vermektedir. Çünkü tanzimat ferman? 19. yy.da gerçeklemiştir. Mevcut sosyolojik çalışmalar olmadığı için dönemin belli başlı romanlarından öykülerinden yola çıkmaktadır. İlişkiler kurmaktadır. Roman kahramanlarının tutumu üzerinden sosyolojik çıkarımlar yapılmaktadır.

Tüm bu tanzimat fermanının günlük gelişmelerine karşın düşünce ikliminde farklılıklar yaşanmaktadır. Devlet ve din kardeşliği olduğunu ve bunun islam coğrafyasındaki hiçbir ülkede bu denli ilerlemediği üzerinde durulmuştur. Yani din önemlidir. Devletin bu derece önemli olmas?, (ikiz kardeş benzetmesi yapmıştır) moğollardan gelen bir kültür olduğu düşüncesidir.(Mardin,1991,82)

Teknik gelişmelerden biri olan matbanın bulunması o güne kadar hakim olan bilgi hiyerarşini kırmıştır. Dede-evlat, hoca-talebe, pir-mürid, padişah- kul ilişkisini yerine kitap almıştır. (Mardin,1991,85) Bu gelişme de tüm toplum dengelerini yerinden oynatmıştır. Bilgiye ulaşma şekliyle birlikte, bilginin güvernirliği, nesnelliği de değişmiştir. Çünkü ulemanın o zamanki eğitim durumu kötüdür. (Mardin,1991,149) Matbanın bulunmasıyla baskı maliyetleri 25 kat düşştür. Bilgi yaygınlaşştır. Matbaa belli zaman kapalı kalsada yeniden aktif hale gelmiştir.

Tanzimat fermanı toplumda kırılmayı daha da arttırıp. Müslüman tebanın üstünlüğünü elinden alıp tüm tebaları eşit duruma getirmiştir. Ticarette daha ileri olan diğer tebalar için bu iyilik getirse bile müslüman tebayı daha da geri atmıştır. Toplumsal ilişkiler yeniden şekillenmiştir. Osmanlı tebalarının birbirlerine bakışları değişmiştir.(Mardin,1991,87)

Bu dönemde islam felsefesi, mahalli kültür, milli kültür, yeni osmanlıcılık, panislamizm gibi kavramlar üzerinde durulmuştur. (Mardin,1991,93) Bu akımların temsilcileri kitleleri etkilemiştir.
Bu konulari içinde pek milliyetçilik yoktur. Daha doğrusu devlet tarafından pek desteklenmemiştir. Çok ulus yapılı Osmanlı Devleti için pek uygun görülmemiştir. Bu görüşleri şekillendiren akımlar, yeni osmanlıcılar, jöntürkler yurtdışıyla devamlı bağlantılı olup Batı modelleri hakkında tebaları devamlı yönlendirmişlerdir.(Mardin,1991,101)

Bu gelişmeler karşında çıkan isyanları şöyle dile getiriyor. İsyanların taraftarlarını çoğaltmanın alışagelmiş bir yolu, çarşı pazarışkırtmaktı. Bu kışkırtmanın yeniçeri veya ulema tarafından yürürlüğe konması mümkündü. (Mardin,1991,115) Bu tip olaylar yeniçeri ocağının kapanmasının sebeplerinden olmuştur.

Batı medeniyetlerinden alınan bu kurallar, yenilikler onların kültürüne uygundu. Zamanla entegre olmuşlardı. Dolayısıyla bu zorlanma beklenen bir sonuçtu. Bununla birlikte bireyselcilik ne kadar batı ise kolkeltivizimde o kadar Osmanlı'ydı.(Mardin,1991,122)

Kanunlar hazırlanırken yukardaki husus dikkat edilse de pek umursanmadığı noktalarda olmuştu. Ticari kanun ve ceza kanunu hazırlanırken müslüman ve diğer tebalar göz önünde tutulmuş. Davalar görürken uygun sistem seçilmiştir. Hepsi için farklı bir kanun, yaptırım vardır. Örneğin şerri hukuk istendiğinde ona göre işlem yapılmıştır. Bu ikilik yaratmıştır. Çünkü yeniliklerin ithal ediliği toplumlarda bu tp düzenlemeler yoktu. Mecelle anlayışı ile orta yolun bulunmasışünülümüştür ama iki kutup arasında kalan mecelle çok zorlanmıştır.(Mardin,1991,138)

Tüm bu modernleşmeyi ele aldığımızda ekonomik gelişmeler olmadı desek yeridir. Oluşturulmaya çalışılan kültürün aksamasına yol açmaktadır.

Kültür oluşmasında Türk dilinin sadeleşmesine verilen önem, halk edebiyatının parlaması önem kazanmış olsa da bu zamandan 19. yy.görünüşünde eksikliklerin olduğu ortadadır.İbrahim Şinasi'nin çabaları sözkonusudur. Latin harflerine geçiş bile teklif edilmiştir. (Mardin,1991, 173)

Bu kültür çalışmalarında iletişim gazete ile sağlanmış. Gazetenin özerkliğinin olumlu etkileri olmuştur. Bürokrasi ve teba birbirini tanımış. Birbirinin farkında olmuştur. (Mardin,1991,146)

Siyasi gelişmelerde muhalefet yönetime katılmak istemiştir. Farklı sesler söz konusudur. Fakat bunlar bölücülükle suçlanmıştır. Devletin bekası problemi vardır. Günümüz tartışmalarında da bu tip ifadeler hala yer almakta.

Türkiye'nin kendini resmen moderleşme ve batılılaşmaya adadığı tarihten bugüne yüzotuz yıl geçmesine rağmen süreç beklenenden çok daha yavaş işlemiştir. (Mardin,1991,179)

Günümüze biraz daha yaklaşıldığında 1960'larda gençlik olayları kontrol edilememiş. Silahlanma ve şiddete başvurma artmıştır. (Mardin,1991,255)

K
ırsal şehir ayrımı artmış. Kırsalın şehirleşmesi beklenirken şehir kırsallaşştır. (Mardin,1991,276)

İnsanlar modern cemiyete bağlanacakları bir yakınlık hissedecekleri mercileri bulamadıkları için ümitsizlikten dolayı kendilerini totaliter hokkabazların sembol oyunlarına kaptırıyorlar.(Mardin,1991,305)

Bireyin rahat karar vermesi demokrasiye sağlıklı katılımı için sosyoleşmesi önemlidir. Halkın birlikte zaman geçirmesi, sorumluluk alması. Faydalı olması. Tekdüzelikten kurtulması gerekir. Çünkü benlik problemine giren kişinin kolayca poh pohlanıp kandırılması söz konusudur.(Mardin,1991,307)

Çözümü ise ; Ferdi içinde yaşadığı cemiyetin küçük birimlerinden itibaren büyüklerine doğru iştirak ettirmek elzemdir.(Mardin,1991,335)

KAYNAKÇA

MARDİN, Ş. (2005) Türk Modernleşmesi, İletişim Yayınevi, İlk baskı 2001.

362 sayfa.















20 Nisan 2017 Perşembe

Michael Krüger - Tuhaf Bir Öykü

Tavsiye üzerine okuduğum kitaplardan biri. Sayfa sayısı az 150. Su gibi geçer.

Konusu bir etnoloğun başından geçen hikayenin öyküsü.

Anlatım tarzı gidip gelmeler var. Bir önceye bir şimdiye dönüşler. Konuda sıkılmadan devam ediyor okuyucu.

Etnologlara toplumda biraz farklı gözel bakılır. Aslında bunun bir anlatımı olmuş. Yanlı filan değil. Fakat inceden inceye hissediyorsunuz.

Kitap ismiyle uyumlu, tuhaf bir öykü. Genel olarak hoş akıcı bir kitap. Bana biraz yavan gelse de okunmaya değer işler. Arkadaşım Emre Siyahoğlu' nun deyimiyle.

Bir de ilgimi çeken müzik etnoloğu kavramı sayfa 135. İlgim var ne yapayım.

Can yayınlardan çıkması hoş. Kalite söz konusu. Güzel çeviri. Ersel Kayaoğlu.

Bir de kitaptan çıkaracağımız sonuçlar mı? Etnologlar ne yapar? Kimler iyi kötü etnolog olur? Müzik etnolojisi? Etnoloji Hayatın neresinde? Tabi bu soruların cevabı için üzerine iyi düşünülmeli.

Alıntılar

Bu dal artık elendi, bilimlerin ilerlemesinde eriyip gitti. Yabancı olan artık yabancı ile birlikte kaybolup gitti.

Bakışta ve anlamda ki dinginlik yoktu.

Beni eskiden boğan acı, kin duygusu yerini derin bir umursamazlığa bıraktı.

Her şeyin akıl almaz biçimde hızlandığı günümüzde bir makalenin kırk yılda olgunlaşacağı fikri beni rahatlatıyor.

Senden büyük bir etnolog olacağına inanmıyorum. İnsanla pek ilgilenmiyorsun.

Onlar sonda... Onlar olgunluğa varmış durumda.

Tuhaf Bir Öykü
Michael Krüger
çeviri: ersel kayaoğlu
can yayınları
150 sayfa.


18 Nisan 2017 Salı

Metin Yeğin - Patronsuzlar

Metin Yeğin kitaplarının isimleri çok güzel olur. Kendisi mi buluyor bilemiyorum. Fırsat olsa soracağım.

Metin Yeğin kitaplarının diğer bir özelliği yaşamla içice olması, hayatı anlatması. Sosyal kitaplar olması. Gözlem kitapları. Mülakatlar da içermekte.

Konusu, Güney Amerika' da sosyal bir problem olarak fabrikaların kapanması sonucu gelişen işçi hareketleri. Ufuk açıcı.

Kitabın baskısı iyi ama imla hataları var az da olsa. Kapak biraz daha iyi olabilirdi. Bunlar dışında fena değil.

Güney Amerika'ya turizm dışında bakmak isteyenler için güzel kaynak kitaplardan biri.

Alıntılar

İşçilerin yaşamını ancak işçiler değiştirebilir.

Özgür kalan işçiler kendi işlerini yaratıyorlar.

Ben ritim düşmanıyım, yani düzen ve intizam.

Hayat her zaman teorilerden daha yaratıcıdır.

Eğer mücadele edersen hayatta var olursun.

Çünkü biz burada kar için değil, yaşamak için çalışırız.

Esas olan insanın bu dünyada var olmasıyla beraber sahip olduğu yaşama hakkıdır.

Bir evde kahve yoksa yoksulluk vardır.

Yoksulluğun doğurduğu yaratıcılıktan yararlanıyoruz.

Patron değil, işçi üretir.

Ne dersen de, yürüyerek öğrenirsin.

Çocuk parkları şehrin çocuk akvaryumlarıdır.

Patronsuzlar
Metin Yeğin
Versus Kitap
220 sayfa.