Bu sefer bir değişilik yapayım dedim ve yazdığım bir kitap raporunu burada paylamak istedim. Belki formatı bundan sonra böyle yaparım. Tam karar veremedim.
Şerif
Mardin / Türk Modernleşmesi
Hazırlayan:
Ahmet Gezer
Türk
sosyolog Şerif
Mardin' in makalelerinden derlenen Türk Moderleşmesi
adlı
kitap. İlk
baskısı
1991 yılında
yapılmıştır.
Benim okuduğum
kitap 1997 yılında
5. baskısıdır.
İletişim
yayınlarından
çıkmıştır.
Şerif
Mardin Türk modernleşmesi
farklı
boyutlardan ele alıp
incelemeye çalışmıştır.
Çok yönlülük söz konusudur. 50 farklı
konu üzerinden değerlendirme
yapmıştır.
Bazı
konular modern kavramıyla
doğrudan
ilişkili
iken bazıları
dolaylıdır.
Fikir vermesi, düşünce
dünyamızı
genişletmesi
bakımından
önemlidir.
Kitabın
temel amacı bu konular persperktifinde Türk Modernleşmesini
anlatmaya, örneklerle açıklamaya çalışmaktır.
Bir
okur olarak değerlendirdiğimde
Şerif
Mardin'in difüzyonist bakış
açısına
sahip olduğu
izlenimine ulaştım.
Şimdiki
kültürel gelişmelerin
kaynağının Osmanlı'dan
itibaren hatta yeri geldiğinde
Moğol'dan
itibaren çekip günümüze uyarlaması
sebep olmuştur.
Türk
modernizmini açıklarken
işlediği
farklı
konuların
başında
batıcılık gelmektedir. Osmanlı
Devletinden modernleşme
çabalarını
ele almış.
Tanzimat fermanın
üzerinde durmuştur.
Osmanlı
Devleti'nin modernleşirken
kendi çıkarlarını
koruyamamaı tebanın
tepkisine yol açmıştır.
(Mardin,1991,12) Bunun yanında
tanzimat fermanının
getirdiği
yenilikler ev hayatına
kadar yansımıştır.
(Mardin,1991,13) Bu da yavaş
yavaş
yenilik kavramının
tebalarda vuku bulması,
Osmanlı
Devleti için farklı
bir devrin başladığını
ortaya koymaktadır.
Toplumların
eğitim,
teknoloji, siyaset, hukuk, iktisat, sanat ve dine ilişkin
sorunlarını
çözdükleri
kendilerine özgü yola, o toplumun kültürü denir.
(Mardin,1991,21) Literatürde
bulunan başka
bir kültür tanımı.
Kültürün problem çözme üzerindeki etkisi üzerinde durmuştur.
Bu
kültür tanımını
yapılmasıyla
birlikte ona takiben bir toplumu oluşturan
insanlar için insanların
veya bir grup insanın
ideal olarak benimsedikleri sistemden gerçek davranışları
çıkarılamaz.(Mardin,1991,24)
görüşüyle
bireyselliğin
üzerinde durmuş.
İlerki
makalalerde söz edeceği
kültür içinde kaybolan insandan bahsetmiştir.
Davranışlarındaki
belirsizlik göz ardı
edilmemesi gereken bir husustur.
Moderleşmeyi
merkezi olmakla ilişkilendirmiştir.
Modernleşme,
toplumların
aynı
zamanda gittikçe farklılaştıkları
ve merkezileştikleri
bir süreçtir.(Mardin,1991,25)
Merkezleşmenin
Osmanlı
gibi birçok ulustan meydana gelen devletlerde probleme sebebiyet
verdiği
çıkarılabilir.
Batıda
ki moderleşmenin
Osmanlı
Devleti'nde neden daha uzun sürdüğünü
üç inkilaba indirgemiş.
Ayanlık,
pazar ve sanayi inkilaplarına
başlamıştır.
Toplum kanaat önderi, aydınların
olmayışı,
üretilen ürünlerin ülke sınırları
içinde bile zor satılması
söz konusuyken yurtdışı
pazarına
ulaşılamaması.
Sanayi inkilabının
yok denecek kadar az olmas?.(Mardin,1991,28)
Kapitalizmin
ana malzemesi kapitalin Osmanlı
Devleti'nde farklı
yollardan el değiştirmesi.
Bir onur kaynağı
gibi hediyeleşilmesi
örneğiyle.
Kapitalin pazardışı
fonksiyonu.(Mardin,1991,29)
Kapitalizmin
getirdiği
tüketim kavramı
o zamanlar pek ahlaki sayılmazdı.
Onun için kapitalizme entegrasyon geç olmuştur.
Bu da modernizm ilişkilerini
etkilemiştir.
(Mardin,1991,46)
Kapitalizmi
var eden güvenlik jandarma zoruyla sağlanamamış.
İletişim
yeterince gelişmemiş.
Ekonomide genel olarak homojen bir yapı
sağlanamıştır.
Gelir dağılımı
hesaplanamamıştır.(Mardin,1991,196,203,213,238)
Diğer
bir batı
entegrasyonu sorunu günlük uygulamalarda gelmektedir. Belli
normlara uymak hem Osmanlı
yönetiminin işini
zorlaştırmakta,
hem de halkın
işini
zorlaştırmaktadır.
Bu olay günümüzde de geçerlidir. Avrupa birliği
normalarına
uymak günlük hayatta zorluklara yol açmaktadır.
Anlık
zorluk gelecekteki refahın
önüne geçmektedir. (Mardin,1991,66)
Günümüzde
de önemli olan Gender konusu üzerinde durup, kadının
toplumdaki yeri ile ilgili olumlu gelişmelerin
yine toplumda belirsizliker
yol açtığını
söylemektedir. (Mardin,1991,74)
Bu
bilgileri nasıl
edinildiği
hakkında
bilgi vermektedir. Çünkü tanzimat ferman?
19. yy.da gerçeklemiştir.
Mevcut sosyolojik çalışmalar
olmadığı
için dönemin belli başlı
romanlarından
öykülerinden yola çıkmaktadır.
İlişkiler
kurmaktadır.
Roman kahramanlarının
tutumu üzerinden sosyolojik çıkarımlar
yapılmaktadır.
Tüm
bu tanzimat fermanının
günlük gelişmelerine
karşın
düşünce
ikliminde farklılıklar
yaşanmaktadır.
Devlet ve din kardeşliği
olduğunu
ve bunun islam coğrafyasındaki
hiçbir ülkede bu denli ilerlemediği
üzerinde durulmuştur.
Yani din önemlidir. Devletin bu derece önemli olmas?,
(ikiz
kardeş
benzetmesi yapmıştır)
moğollardan
gelen bir kültür olduğu
düşüncesidir.(Mardin,1991,82)
Teknik
gelişmelerden
biri olan matbanın
bulunması
o güne kadar hakim olan bilgi hiyerarşini
kırmıştır.
Dede-evlat, hoca-talebe, pir-mürid, padişah-
kul ilişkisini
yerine kitap almıştır.
(Mardin,1991,85) Bu gelişme
de tüm toplum dengelerini yerinden oynatmıştır.
Bilgiye ulaşma
şekliyle
birlikte, bilginin güvernirliği,
nesnelliği
de değişmiştir.
Çünkü ulemanın
o zamanki eğitim
durumu kötüdür. (Mardin,1991,149) Matbanın
bulunmasıyla
baskı
maliyetleri 25 kat düşmüştür.
Bilgi yaygınlaşmıştır.
Matbaa belli zaman kapalı
kalsada yeniden aktif hale gelmiştir.
Tanzimat
fermanı
toplumda kırılmayı
daha da arttırıp.
Müslüman tebanın
üstünlüğünü
elinden alıp
tüm tebaları
eşit
duruma getirmiştir.
Ticarette daha ileri olan diğer
tebalar için bu iyilik getirse bile müslüman tebayı
daha da geri atmıştır.
Toplumsal ilişkiler
yeniden şekillenmiştir.
Osmanlı
tebalarının
birbirlerine bakışları
değişmiştir.(Mardin,1991,87)
Bu
dönemde islam felsefesi, mahalli kültür, milli kültür, yeni
osmanlıcılık,
panislamizm gibi kavramlar üzerinde durulmuştur.
(Mardin,1991,93) Bu akımların
temsilcileri kitleleri etkilemiştir.
Bu
konulari içinde pek milliyetçilik yoktur. Daha doğrusu
devlet tarafından
pek desteklenmemiştir.
Çok ulus yapılı
Osmanlı
Devleti için pek uygun görülmemiştir.
Bu görüşleri
şekillendiren
akımlar,
yeni osmanlıcılar,
jöntürkler yurtdışıyla
devamlı
bağlantılı
olup Batı
modelleri hakkında
tebaları
devamlı
yönlendirmişlerdir.(Mardin,1991,101)
Bu
gelişmeler
karşında
çıkan
isyanları
şöyle
dile getiriyor. İsyanların
taraftarlarını
çoğaltmanın
alışagelmiş
bir yolu, çarşı
pazarı
kışkırtmaktı.
Bu kışkırtmanın
yeniçeri veya ulema tarafından
yürürlüğe
konması
mümkündü. (Mardin,1991,115)
Bu tip olaylar yeniçeri ocağının
kapanmasının
sebeplerinden olmuştur.
Batı
medeniyetlerinden alınan
bu kurallar, yenilikler onların
kültürüne uygundu. Zamanla entegre olmuşlardı.
Dolayısıyla
bu zorlanma beklenen bir sonuçtu. Bununla birlikte bireyselcilik ne
kadar batı
ise kolkeltivizimde o kadar Osmanlı'ydı.(Mardin,1991,122)
Kanunlar
hazırlanırken
yukardaki husus dikkat edilse de pek umursanmadığı
noktalarda olmuştu.
Ticari kanun ve ceza kanunu hazırlanırken
müslüman ve diğer
tebalar göz önünde tutulmuş.
Davalar görürken uygun sistem seçilmiştir.
Hepsi için farklı
bir kanun, yaptırım
vardır.
Örneğin
şerri
hukuk istendiğinde
ona göre işlem
yapılmıştır.
Bu ikilik yaratmıştır.
Çünkü yeniliklerin ithal ediliği
toplumlarda bu tp düzenlemeler yoktu. Mecelle anlayışı
ile orta yolun bulunması
düşünülümüştür
ama iki kutup arasında
kalan mecelle çok zorlanmıştır.(Mardin,1991,138)
Tüm
bu modernleşmeyi
ele aldığımızda ekonomik gelişmeler
olmadı
desek yeridir. Oluşturulmaya
çalışılan
kültürün aksamasına
yol açmaktadır.
Kültür
oluşmasında
Türk dilinin sadeleşmesine
verilen önem, halk edebiyatının
parlaması
önem kazanmış
olsa da bu zamandan 19. yy.görünüşünde
eksikliklerin olduğu
ortadadır.İbrahim
Şinasi'nin
çabaları
sözkonusudur. Latin harflerine geçiş
bile teklif edilmiştir.
(Mardin,1991, 173)
Bu
kültür çalışmalarında
iletişim
gazete ile sağlanmış.
Gazetenin özerkliğinin
olumlu etkileri
olmuştur.
Bürokrasi ve teba birbirini tanımış.
Birbirinin farkında
olmuştur.
(Mardin,1991,146)
Siyasi
gelişmelerde
muhalefet yönetime katılmak
istemiştir.
Farklı
sesler söz konusudur. Fakat bunlar bölücülükle suçlanmıştır.
Devletin bekası
problemi vardır.
Günümüz tartışmalarında
da bu tip ifadeler hala yer almakta.
Türkiye'nin
kendini resmen moderleşme
ve batılılaşmaya
adadığı tarihten bugüne yüzotuz yıl
geçmesine rağmen
süreç beklenenden çok daha yavaş
işlemiştir.
(Mardin,1991,179)
Günümüze
biraz daha yaklaşıldığında
1960'larda gençlik olayları
kontrol edilememiş.
Silahlanma ve şiddete
başvurma
artmıştır.
(Mardin,1991,255)
Kırsal şehir ayrımı artmış. Kırsalın şehirleşmesi beklenirken şehir kırsallaşmıştır. (Mardin,1991,276)
İnsanlar
modern cemiyete bağlanacakları
bir yakınlık
hissedecekleri mercileri bulamadıkları
için ümitsizlikten dolayı
kendilerini totaliter hokkabazların
sembol oyunlarına
kaptırıyorlar.(Mardin,1991,305)
Bireyin
rahat karar vermesi demokrasiye sağlıklı
katılımı
için sosyoleşmesi
önemlidir. Halkın
birlikte zaman geçirmesi, sorumluluk alması.
Faydalı
olması.
Tekdüzelikten kurtulması
gerekir. Çünkü benlik problemine giren kişinin
kolayca poh pohlanıp
kandırılması
söz konusudur.(Mardin,1991,307)
Çözümü
ise ; Ferdi
içinde yaşadığı
cemiyetin küçük birimlerinden itibaren büyüklerine doğru
iştirak
ettirmek elzemdir.(Mardin,1991,335)
KAYNAKÇA
MARDİN,
Ş.
(2005) Türk Modernleşmesi,
İletişim
Yayınevi,
İlk
baskı
2001.
362 sayfa.