25 Temmuz 2015 Cumartesi

ahmet say - müzik öğretimi eleştirisi

Plan, program iyidir. yapacağın işler yerli yerine oturur. gelecek tasarımı yapılır.

" müzik öğretimi " yazarı ahmet say, kitapta öne çıkan durum müzik öğretiminde karşılaşılan sorunlar, çözüm yolları, müzik öğretiminin içeriği.

kitabı okurken bende kendi programımı çizdim. düzenlemeler yaptım. tek negatif taraf, teoride pratiğe geçme sürecinde zorlanmış olmam.

müzik öğretimi, kitabında ahmet say derleyici durumda. diğer uzmanların izlenimlerini bir kitapta toplamış,. Kendi yorumlarını ekleyerek kitabı oluşturmuş.

kitabın zamanı 1950'li yıllar olmasıyla birlikte, günümüzde aynı sorunları tartışmamız çok tuhaf, boşa giden 60 yıl mı dersiniz?

kitaptan birçok alıntı yaptım. konu öneminin benim için yüksek olduğunu belirtmek isterim.

alıntılar

eğitimcilik, bir sevgi işidir ve ütopyaya uzanır.

eğitimcilik aslında bütün zorlukların üstesinden gelebilmektir. demek ki doğru yoldayız, görüyorsanız, başarıyorsunuz.

çalgıyı evde bırakın, ne zaman çocuk ses çıkarmaya çalışırsa müzik derslerine başlayın.

mutlu olmak ve mutlu etmek işte müziğin gerçeği.
önemli olan bunaltıcı müzik çalışmalarının içinde yitip gitmek değil, dışa açılmak, dünyayı tanımak  ve tüm insanları mutlu edebilmektedir.

belli dönemlerde müzik yapmayı bırakıp birkaç yıl boyunca dilediği gibi yaşamak tatil yapmaktır.

müzik eğitimi, yurt sevgisi ve insanlık borcudur.;

müziği seven çocuk, insanı sever, insanları, toplumu sever, yaşamı sever, eşsiz bir ruh kudreti ve zenginliği kazanır.

estetik eğitim, ahlak eğitimini de etkiler.

popüler müzik halk psikolojisinin ifadesi, halk müziği ise halk biyolojisinin ifadesidir.

müzik, yaşam dolu bir güç olmalıdır.

estetik duygumuz alışkanlı ve bilgiyle değişebilen bir şeydir.

çalmak bir hünerse, dinlemenin de bir kültür ve zevk işi olduğunu daima göz önünde tutmanız gerekir.

müzik zevki bilindiği gibi okulun müzik eğitiminde öğrenciye verilmesi gereken en önemli eğitsel amaçtır.

müzik dersinin amaçları; sesi, kulağı ve zevki eğitmektir.

müziğin biricik yayılma yolu konserlerdir.

profesyonel sanatçı, sanatını satmakla yaşamını kazanır. amatörler ise sanatı  zevk için ve kazan. beklentisi olmaksızın yapar.

iyi bir müzikçi kıskanmaz.
denizi bilmek başka. denizde yüzmek başkadır.

çağdaş eğitim anlayışı, insanın doğduğu günden başlayarak eğitilmesini öngörür.

müzik öğretim temelde ilkeli düzenli planlı ve yöntemli olmayı gerektirir.

müzik dersi bir sanat dersidir.



müzik öğretimi

ahmet say

müzik ansiklopedisi yayınları

167 sayfa



18 Temmuz 2015 Cumartesi

Richard Bach - Martı eleştirisi

Yalnızlık, çok iyi bir öğretici. İyi bir öğretmen. Islah edici. Abarttım galiba. Yalnızlığın kutsanması diyelim.

Zaman zaman ihtiyaç duyduğum bir olgu yalnızlık. Belki dinlenmek, düşünmek için, mola ihtiyacından da olabilir.

Sebebi ne olursa olsun yalnızlık günümüzde güzel bir terapi. İhtiyaç.

Kendimi dinlemek istiyorum.

Şunun farkındayım ki biz toplumla varız. Toplum beni şekillendirir, öğretir. yedirir, giydirir. içirir Filan filan. Gerçekten de böyle mi?

Kısmen. Toplumla birlik olduğumuz muhakkak, Doğa şartları çetin, hep birlikte mücadelemiz daha güçlü.
Fakat Takım arkadaşlarımızı sefalet içinde bırakmaktan bu yazıda bahsetmeyeceğim.

Bu yazıda yalnızlığın getirisi götürüsü söz konusu. Durup dinlenmenin önemi. Reklam cıngılında ki gibi " tatil için çalışmıyoruz " yaşamak için çalışıyoruz. sabah bunun için kalkıyoruz, bunun için yiyip içiyoruz, yaşam mücadelesi. Bu mücadeleden gözlerimiz kör oldu. Hislerimiz kayboldu. Yedi yetimiz sıfırlandı.
Yalnızlık bu yetilerin geri gelmesi için bir çabanın adıdır bir bakıma. Yaşam mücadelesinin farklı bir biçimi.
Martı Jonathan Livingston, yalnızlığı bize tarif eder, yalnızken ki yapılacak aktivitelerden bize  sayfabahseder. :)
Sempatiktir, yalnızdır, mutludur, yalnızdır, heyecanlıdır, yalnızdır, düşünür, yalnızdır.
Yalnızlığı vücutta avantaja çevirmekten bahseder.
uçar,kaçar martı jonathan livingston.
güzel hayallerle öykü kitabını okuyup bitirmiş olursunuz.
Yaşayan insana, nasıl yaşayacağını bile öğretebilir.

Alıntılar:
onca zamanı boşu boşuna geçireceğime, uçmayı öğrenebilirdim. Öğrenecek ne çok şey var!

o korkuyu yenmenin gururuyla haz alarak yaşıyordu.

Cehaletimizi kırabiliriz, kendimiz olabiliriz, özgür olabiliriz.

iyinin, mükemmelliğin sınırı yoktur.

başarmak için ne yaptığını bilmek gerek.

Gerçekten kim olduklarını anlamaya bunları bilerek yaşamaya başladılar.

richard bach

martı jonathan livingston

Çeviri: kader ay demireğen

epsilon yayıncılık

92 sayfa

15 Temmuz 2015 Çarşamba

jose saramago - defterler eleştirisi

Jose Saramago, Portekizli klas yazar.

Kitabı büyük istek, arzuyla edindim. Gazetelerin kitap eklerinde, internette, twitterda, bloglarda bir çok tanıtımına rastladım. Haliyle beklentimde çoktu. Beklentim bu kadar fazlayken, kitabı edinmem ve okumaya geçmem altı ayımı aldı. Kendi kendime çok ayıp ettiğimi düşündüm.

Satın almıştım, ve her şey bitmiş miydi?

Jose Saramago, defterler, yazarın blogta yazdığı yazıların kitaplaşmış halidir. Blogunda kendisinin iyi bir bloger olamadığı eleştirilerine esprili cevapla karşılık vermekte, yapıcı ve saygı çerçevesinde olan eleştirileri dikkate aldığını söylemektedir.

Jose Saramago, birçok konuya değinmiş. Siyasileri, sistemi eleştirmekten geri durmamıştır. Üslubundaki güzellik takdir edilmelidir. Büyük bir ustalıkla tenkit etmektedir.

Jose Saramago, blogun sonlarına doğru, notların kitaplaşacağından bahsetmiş. Umberto Eco' nun takdir yazısıyla mutluluk duymuştur.

Kendi cümlesiyle Jose Saramago, defterler için" en heyecanladığım kitap " demiştir.

Kitap Kırmızıkedi yayın evinden çıkmıştır. Bu sıralar Kırmızıkedi, Jose Saramago' nun tüm kitap yayın haklarını almıştır. Hayırlı olsun diyelim.

Şunu da eklem isterim ki çevirinin çevirisi kitaplardan pek hoşlanmam. Örneğin bu kitabın orjinal dilli Portekizce, kitap İspanyolcaya çevriliyor. Daha sonra çevirmen İspanyolcadan Türkçeye çeviriyor.

Oysa ki Portekizceyle harmanlanmış, onunla yaşamış, diğer portekizli yazar çizerle haşır neşir olmuş, o coğrafyayla ilgili, çevirmenlerin direk çevirisini de sabırsızlıkla bekliyorum.

Edebiyatımıza katkısını bir de o zaman değerlendiririz.

En azından çok satan yazarlarda yapılabilir. Tüm yayın hakları da alınmışsa :)

Alıntılar:

yalnızca kitap sayfalarını geri dönüşü vardır, yaşamın kilerinin değil.

demokrasi bedeli her gün ödediğimiz yanılsamadır.

solun, içinde yaşadığı dünyadan zerre haberi yok.

çoğu anne babanın düşmanları evde, kendi çocukları.

kafirde ilahi iradeden doğmuş bir yaratıktır.

ben siyasal iktisatçılara, ahlak bilimcilere soruyorum. bir zengin yaratmak için kaç kişiyi sefalete, orantısız çalışmaya, ahlaksızlığa, aşağılanmaya,cehalete, üstesinden gelinemez talihsizliğe ve mutlak yoksulluğa mahkum etmeniz gerektiğini hesapladınız mı?

iyilik ve adalet olmayınca geriye kalan merhamettir.

akrabalar mükemmel değiller ama iyi insanlar kesin.

eğer bir insanı canlı bombaya dönüştürecek nedenleri anlamıyorsa, İsrail'in hala öğrenecek çok şeyi var.

bize gelince gösteri yapmaya devam edeceğiz.

bir gün dünya daha iyi olabilecekse bu bizim tarafımızdan ve bizimle olacak.

bırakın böyle kalayım, beni ben yapan hafızamla. Hiçbir şeyi unutmak istemiyorum.

ilk ölüm uzun zaman önce onurun ölümüydü.

yolculuğun sonu yalnızca bir başkasının başlangıcıdır.

öldüler ve geçip gittiler.


Jose Saramago

Defterler

Çeviri: Nesrin Akyüz

Kırmızı Kedi Yayınevi

337 sayfa










4 Temmuz 2015 Cumartesi

campanella - güneş ülkesi eleştirisi

İtalyan düşünür campanella, 1568- 1639 yıllarında yaşamış. Çileli bir ömrü olmuştur. Çilesinin büyük bir sebebi de düşünceleridir.

Kişi düşünür, durur, durulur. Yeniden düşünür. Devinim devam eder. Campanella da bir hayat tasarlar, bir devlet tasarımı. Bunu soru cevap şeklinde okuyucularına anlatmaya çalışır.

Bu tip yayınlarda temel düşüncem bana ne kattığıyla alakalıdır. Fikir dünyam genişler. Yorum yeteneği artar. Ön yargılar azalır.

Campanella fikirlerini savunmasızca söylemiş. Zarar görmüş. Kendisi çile çekerken ondan beslenecek bir çok akımda zarar görmüş. İlerleme kaydedememiş.

Hoşgörü, günümüzde ve tarihe baktığımızda her zaman ütopyalarda kalmış. İçeriği boşaltılmış.
Gelecekte de hoşgörü anlamında pek yol alınacak gibi değil.

Campanella neler demiş, onlara bir bakalım.

güç, akıl, sevgi bir devletteki üç bakanlığın ismi başka bakanlık yok.

her şey ortaktır, paylaşma işi adaletle yönetilecektir.

bencillik ortadan kalkar, ortak yaşam gelir.

toplum bireyin ne ihtiyacı varsa onu sağlamalıdır.

ideal toplumda ki suçlar; nezaketsizlik, tembellik, asık yüzlülük, huysuzluk, dedikoduculuk, yalancılık.

kadın ve erkeklerin kıyafetleri aynı, kadın  ve erkek aynı sanatları öğrenirler.

yöneticiler bilgindir.

toplumda ezber yoktur, ezbercilik insanın düşüncesini köreltir.

öğrenciler için tatil zamanın ne yaz, ne kıştır, öğrenince tatil başlar.

evlerde otel, pansiyon mantığı vardır.

doğaya aykırı cinsellik idama kadar gider.

eşlerin ortaklığı.

soy ortalaması sağlanır. cinsel birleşme üç günde bir olur.

günde dört saat çalışılır.

mala mülke köle olunmaz, sadece yararlanılır.

sistem kendini devamlı geliştirir.

tüm herkes yönetime katılır.

suç paylaşılırsa ceza düşer. örneğin bir kişi katil olmuşsa toplum da suçludur. tüm toplum suçludur.

herkes severek çalıştığından yorulma olmaz.

çalışma prensibi kar değil, düzenli ve metodlu çalışmadır.

ortak yaşam zevke değil, saygıya dayanır.

Campanella'nın  manifestosu gibi oldu. Güneş ülkesinde bu cümlelerinin açıklamasını bulabilirsiniz.
Hemde deyatlı, örnekli, önceden çıkmış sorularıyla birlikte:)

kitabı sahaflardan almışlar, çan yayınlardan çıkmış, turuncu karton kapak, eski bir kitaptı.
Sahaf kokusu üzerinde.


tommaso campanella

çeviri:

haydar kazgan

vedat günyol

basım yılı: 1974

çan yayınları

143 sayfa