Yayın evleri arası müzisyen, besteci yaşam öyküleri çok yaygın. Bu da onların çağlar üstü bu bestecileri tanımamız için güzel bir fırsat.
Benim elimde ki kitap ilya yayınlarından çıkmış. Kapağını beğenmedim. Kapağı kalite olarak gayet iyi, fakat tasarım olarak çok zayıf. Sanırım bizim yayın evi sektöründe kapak tasarımı başlı başına bir sorun. Yeterli, yetkin iş gücü ekliği var.
neyse.
Bu sıralar müzik kitaplarına yöneldim. Galiba biraz müzik kitaplarına devam edeceğim.
Alıntılar
bach
john Sebastian Bach'ın geleceğini, kendine güvenen ve neredeyse tamamen sanatı konusunda kendini yetiştirmiş, yoksulluğa karşı payına düşen engeller ve sıkıntılarla heyecansız bir aldırmazlıkla mücadele eden, yorgunluğa aldırmayan ne övgü ne de müzik sanatının ilerlemesini sağlama olan hayat amacını başarmanın üzerine saldıran gayretli bir talebe olarak takip ediyorum.
handel
en zor işleri gözünde büyütmeden günden güne çalışırdı.
müzik haricinde her şeyi unutturdu.
Dünyanın en büyük kontrpuan ustasıydı.
haydn
günlük 24 saatin 16 saati çalışırdı.
kendimi müzikle geçindirmeye karar verdim ve asla teslim olmayacağım.
çalışmaya başlamak için çok erken kalkardı, zira doğa uyanış saatlerinde ona çok güzel gözüküyordu.
mozart
düşünceme göre bir bekar hayatın sadece yarısını yaşar.
açık konuşmak gerekirse ölüm en hakikat benim için.
Ve bana gerçek kutsanmışlığımızın anahtarı olan ölümü kavrama olanağı verdiği için tanrıya şükrediyorum. genç olduğum halde asla bir başka günü göremeyebilirim. buna rağmen beni tanıyan hiç kimse melakolik olduğumu söyleyemez. bunu hatırlamadan asla yatakta yatmam. her gün bu dua ile tanrıya şükrediyorum.
beethoven
biz sanatçılar göz yaşı değil, alkış isteriz.
schubert
şarkılarının 29 tanesini ağustos ayında bunlardan 8 tanesini aynı günde yazmıştır.
ancak hiçbir sıkıntı çalışma konusunda ki yeteneğini kısıtlayamazdı.
onun gibi biri hiç olmamıştır ve asla bir tane daha olmayacaktır.
mendelssohn
müzik, doğanın okunması ve derinlemesine düşünülmesiyle uyanan duyguları ifade etmeye yarar.
Büyük Müzisyenlerin Yaşam Öyküleri
Francis Jameson Rowbotham
çeviri: arıcan uysal
ilya yayınevi
279 sayfa
29 Eylül 2015 Salı
27 Eylül 2015 Pazar
Süleyman Tarman - Atatürk ve Müzik eleştirisi
Müziğin hayatın her alanında incelenmesinden yola çıkarak, tek tek kitapları incelemeye başladım.
Atatürk ve Müzik bunlardan biri.
Müzik eğitimi yayınlarından çıkan bu kitabın, kapak tasarımını pek beğenmedim. Biraz daha üzerinde durulabilir. Kağıt kalitesi güzel.
Atatürk'ün başından geçen hikayeleri , kaynakları belirterek anlatması güzel. Tabi ki biraz kurgu da söz konusu, fakat hikayeler daha da güzelleşmiş.
Atatürk ve Müzik zaten açık bir başlık ilgilileri çekeceğinden şüphem yok.
Alıntılar
*Bir milletin müziği, onun ruhunun bir parçasıdır.
*29 Eylül 1928' de ilk defa bir nota sayfası gazetenin manşetine taşınmıştır.
*Efendi, sen ne söylüyorsun, biz yirmi günde opera yazmış, bestelemiş ve oynamış bir milletiz. El verir ki elebaşı davaya inansın.
*sun da içsin yar elinde
aşık peymaneyi,
bir kadehte mest-ü bitap,
et dil-i divaneyi.
*musiki beynelminel bir meta değil, bir milletin keyfidir, terbiyesidir, hissidir, kültürüdür.
*Yasağa neden olan şey, Türk Musikisinin kendisi değil, niteliğidir.
Atatürk ve Müzik
Süleyman Tarman
müzik eğitimi yayınları
197 sayfa
Atatürk ve Müzik bunlardan biri.
Müzik eğitimi yayınlarından çıkan bu kitabın, kapak tasarımını pek beğenmedim. Biraz daha üzerinde durulabilir. Kağıt kalitesi güzel.
Atatürk'ün başından geçen hikayeleri , kaynakları belirterek anlatması güzel. Tabi ki biraz kurgu da söz konusu, fakat hikayeler daha da güzelleşmiş.
Atatürk ve Müzik zaten açık bir başlık ilgilileri çekeceğinden şüphem yok.
Alıntılar
*Bir milletin müziği, onun ruhunun bir parçasıdır.
*29 Eylül 1928' de ilk defa bir nota sayfası gazetenin manşetine taşınmıştır.
*Efendi, sen ne söylüyorsun, biz yirmi günde opera yazmış, bestelemiş ve oynamış bir milletiz. El verir ki elebaşı davaya inansın.
*sun da içsin yar elinde
aşık peymaneyi,
bir kadehte mest-ü bitap,
et dil-i divaneyi.
*musiki beynelminel bir meta değil, bir milletin keyfidir, terbiyesidir, hissidir, kültürüdür.
*Yasağa neden olan şey, Türk Musikisinin kendisi değil, niteliğidir.
Atatürk ve Müzik
Süleyman Tarman
müzik eğitimi yayınları
197 sayfa
15 Eylül 2015 Salı
Anthony Burgess - piyanoçalanlar eleştirisi
Kitabı kütüphanede ilk gördüğümde okuyasım geldi. Ne zaman okudun diye sorarsanız, yaklaşık bir sene sonra.
Anca sırada kendisine yer buldu.
Ama daha önceden okumalıydım, okumalıymışım gibi kelimeleri, cümleleri kullanma taraftarı pek değilimdir. Öyle olmalıymış, oldu.
Neden bu cümleyi kurdum diye ikinci bir soru sorarsanız, gerçekten okumam gereken bir kitapmış.
neyse ki geç oldu, güç olmadı.
Kitap yapıkredi yayınlarından çıkmış, yapıkredi yayınları tanıdığım ilk yayınevi çocukluktan. ilk ekonomi, edebiyat ilişkisini de kafama sokan yayın evi. enteresan konu.
anthony burgess 'in piyanoçalanlar konusu da ilginç.
piyanoçalanlar, herhangi bir kültürel faaliyet gözüyle bakılmaksızın ekmek parası için sinemada çalan, sessiz sinema döneminde, müzisyenlere denirmiş.
günümüzde de aslında olay bundan farklı değildir. kokteyllerde, düğünde çalan müzisyenler ve konser müzisyenleri farkı vardır. Bu konuya derinlemesine girmeyeceğim.
inceden inceye kitapta aslında bu farktan bahsetmekte. olmayan farktan.
Kitabın kağıt kalitesi, dizini gayet iyi. Kapağı pek beğenmedim.
alıntılar
önce piyano vardır bekleyen, sonra çalan çıkar ve çılgınca alkışlanırsın.
bir amatör gibi çalsa da profesyonel olabilir insan.
siyah notaların olmasının en iyi taraflarından biri beyaz notaların nerede olduğunu göstermesidir.
dünyanın en iyi çayını babam demlerdi.
akorlar:
do-mi-sol ----- fa-la-do-----sol-si-re-----do-mi-sol-do----sol-si-re-fa
siyahlara bastığımda su sesi çıktı, nedense karanlık sular gibi.
hareket sahnesinde ; do-mib-solb-la ( fa-sol#-si-do#)
korku sahnesinde: do-mi-sol#---re-fa#-la#
ona göre herkes her şeyi öğrenebilirdi, hem de çabucak eğer o şey çok fazla değilse ve öğretmen doğru yaklaşırsa.
savaşın kibarca ispatladığı gibi, insan yaşamı her zaman ucuzdur.
anthony burgess
piyanoçalanlar
yapıkredi yayınları
161 sayfa
Anca sırada kendisine yer buldu.
Ama daha önceden okumalıydım, okumalıymışım gibi kelimeleri, cümleleri kullanma taraftarı pek değilimdir. Öyle olmalıymış, oldu.
Neden bu cümleyi kurdum diye ikinci bir soru sorarsanız, gerçekten okumam gereken bir kitapmış.
neyse ki geç oldu, güç olmadı.
Kitap yapıkredi yayınlarından çıkmış, yapıkredi yayınları tanıdığım ilk yayınevi çocukluktan. ilk ekonomi, edebiyat ilişkisini de kafama sokan yayın evi. enteresan konu.
anthony burgess 'in piyanoçalanlar konusu da ilginç.
piyanoçalanlar, herhangi bir kültürel faaliyet gözüyle bakılmaksızın ekmek parası için sinemada çalan, sessiz sinema döneminde, müzisyenlere denirmiş.
günümüzde de aslında olay bundan farklı değildir. kokteyllerde, düğünde çalan müzisyenler ve konser müzisyenleri farkı vardır. Bu konuya derinlemesine girmeyeceğim.
inceden inceye kitapta aslında bu farktan bahsetmekte. olmayan farktan.
Kitabın kağıt kalitesi, dizini gayet iyi. Kapağı pek beğenmedim.
alıntılar
önce piyano vardır bekleyen, sonra çalan çıkar ve çılgınca alkışlanırsın.
bir amatör gibi çalsa da profesyonel olabilir insan.
siyah notaların olmasının en iyi taraflarından biri beyaz notaların nerede olduğunu göstermesidir.
dünyanın en iyi çayını babam demlerdi.
akorlar:
do-mi-sol ----- fa-la-do-----sol-si-re-----do-mi-sol-do----sol-si-re-fa
siyahlara bastığımda su sesi çıktı, nedense karanlık sular gibi.
hareket sahnesinde ; do-mib-solb-la ( fa-sol#-si-do#)
korku sahnesinde: do-mi-sol#---re-fa#-la#
ona göre herkes her şeyi öğrenebilirdi, hem de çabucak eğer o şey çok fazla değilse ve öğretmen doğru yaklaşırsa.
savaşın kibarca ispatladığı gibi, insan yaşamı her zaman ucuzdur.
anthony burgess
piyanoçalanlar
yapıkredi yayınları
161 sayfa
12 Eylül 2015 Cumartesi
ahmet say - müzik yazıları eleştirisi
Bugünler de müzik kitaplarına ağırlık verdim. Fırsat buldukça okuyup, not alıyorum.
Ahmet Say, Müzik yazıları kitabı da bunlardan biri.
Ahmet Say' ın müzik tecrübelerinden faydalanmak isteyen arkadaşlar okuyabilir.
Kitap içerik olarak dolu. Müzik kültürünüze katkısı epey olur.
Cumhuriyet gazetesinde ki köşe yazılarından, çeşitli dergi röportajlarından derlemeler aktarmalar
yer almakta. Bu yazının alıntılar kısmına baktığınızda neyden bahsettiğim daha rahat anlaşılacaktır umarım.
Alıntılar
Türkiye'de tek çıkış yolu eğitimdir.
Eğitim sonuçlarıyla ölçülür.
Çocukları öncelikle birey olarak kendileri için daha sonra aileleri için toplum için ve insanlık için yararlı müzikçiler olarak yetiştirmeyeceksek çeşitli düzeylerde verdiğimiz müzik eğitimi amacına varmış sayılmaz.
Müziği bütün derinliğiyle kavramış çalgı sanatçısı değil, daha çok beceri ve ustalığıyla yetinen çalgı teknisyeni yetiştiriyoruz.
müzik problemi sebepleri:
1.Yök sistemi, ünvan için çalışan hocalar.
2.öğrenciler sanatçı değil, çalgıcı yetişiyor.
3.iş imkanı kısıtlı.
4.yabancı ekol azaldı.
Müzik birkaç hafta için bile bırakılıp uzak durulacak bir sanat değildir.
Avrupa'nın iki yüzü vardır. Birinci yüzü ileri, insanlığa öncülük eden Avrupa kültürü, ikinci yüzü, sömürücü işgalci,emperyalist Avrupa. bu iki Avrupayı daima ayırt etmeyi bildim.
kurumsallaşmanın yanı sıra müzikte en önemli gösterge yaratıcılıktır. bestecilik alanında ki gelişmelerdir.
sanatçı işini her gün yerine getiren memur değildir.
insan, kurulu düzenin çarkları arasında ezilen, huzursuzluğun, endişenin, gerginliğin, korkunun ve bilinç altında ki bütün akıl dışı dürtülerin kurbanı durumuna sürülmüş olan çaresiz insan.
gelişmiş ülkelerde çalgı ve ses sanatçılarının ana okul ve temel öğretim okullarında müzik söyleşisi yapması kuralı getirilmiştir.
halka bir şey öğretmenin yanı sıra, halktan öğrenilecek çok şey vardır.
savaş savaş olalı böyle zulüm görmedi.
yetenek, gelişim hızıdır.
Finlandiya'daki lokanta hikayesi.
Gezmek, etkileşimde bulunmak çok önemlidir.
Öztürkçeden yana değilim, Türkçeden yanayım.
biz müzikçiyiz, biz bekleyemeyiz ve gecikemeyiz.
tahribatı onarmak için önce tahrifat düzeltilmelidir.
inanın bir piyanoya hurda dememek için yorgun diyorum.
sanat düş gücüyle yapılır.
doğaçlama besteciliğin %80dir. Fazıl Say
müzik diğer sanatlarla bağlantılı olması gerekir.
Aslında müzik ekmeği anlatır. Ekmek kavgasını.
ciddi bir eğitim yarı zamanlı olmaz. yarı zamanlı sanat hiç olmaz.
Ahmet Say
Müzik Yazıları
Müzik Ansiklopedisi Yayınları
371 sayfa
Ahmet Say, Müzik yazıları kitabı da bunlardan biri.
Ahmet Say' ın müzik tecrübelerinden faydalanmak isteyen arkadaşlar okuyabilir.
Kitap içerik olarak dolu. Müzik kültürünüze katkısı epey olur.
Cumhuriyet gazetesinde ki köşe yazılarından, çeşitli dergi röportajlarından derlemeler aktarmalar
yer almakta. Bu yazının alıntılar kısmına baktığınızda neyden bahsettiğim daha rahat anlaşılacaktır umarım.
Alıntılar
Türkiye'de tek çıkış yolu eğitimdir.
Eğitim sonuçlarıyla ölçülür.
Çocukları öncelikle birey olarak kendileri için daha sonra aileleri için toplum için ve insanlık için yararlı müzikçiler olarak yetiştirmeyeceksek çeşitli düzeylerde verdiğimiz müzik eğitimi amacına varmış sayılmaz.
Müziği bütün derinliğiyle kavramış çalgı sanatçısı değil, daha çok beceri ve ustalığıyla yetinen çalgı teknisyeni yetiştiriyoruz.
müzik problemi sebepleri:
1.Yök sistemi, ünvan için çalışan hocalar.
2.öğrenciler sanatçı değil, çalgıcı yetişiyor.
3.iş imkanı kısıtlı.
4.yabancı ekol azaldı.
Müzik birkaç hafta için bile bırakılıp uzak durulacak bir sanat değildir.
Avrupa'nın iki yüzü vardır. Birinci yüzü ileri, insanlığa öncülük eden Avrupa kültürü, ikinci yüzü, sömürücü işgalci,emperyalist Avrupa. bu iki Avrupayı daima ayırt etmeyi bildim.
kurumsallaşmanın yanı sıra müzikte en önemli gösterge yaratıcılıktır. bestecilik alanında ki gelişmelerdir.
sanatçı işini her gün yerine getiren memur değildir.
insan, kurulu düzenin çarkları arasında ezilen, huzursuzluğun, endişenin, gerginliğin, korkunun ve bilinç altında ki bütün akıl dışı dürtülerin kurbanı durumuna sürülmüş olan çaresiz insan.
gelişmiş ülkelerde çalgı ve ses sanatçılarının ana okul ve temel öğretim okullarında müzik söyleşisi yapması kuralı getirilmiştir.
halka bir şey öğretmenin yanı sıra, halktan öğrenilecek çok şey vardır.
savaş savaş olalı böyle zulüm görmedi.
yetenek, gelişim hızıdır.
Finlandiya'daki lokanta hikayesi.
Gezmek, etkileşimde bulunmak çok önemlidir.
Öztürkçeden yana değilim, Türkçeden yanayım.
biz müzikçiyiz, biz bekleyemeyiz ve gecikemeyiz.
tahribatı onarmak için önce tahrifat düzeltilmelidir.
inanın bir piyanoya hurda dememek için yorgun diyorum.
sanat düş gücüyle yapılır.
doğaçlama besteciliğin %80dir. Fazıl Say
müzik diğer sanatlarla bağlantılı olması gerekir.
Aslında müzik ekmeği anlatır. Ekmek kavgasını.
ciddi bir eğitim yarı zamanlı olmaz. yarı zamanlı sanat hiç olmaz.
Ahmet Say
Müzik Yazıları
Müzik Ansiklopedisi Yayınları
371 sayfa
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)