15 Nisan 2014 Salı

paul auster - ay sarayı eleştirisi

uzun zamanlardan beri okuduğum en etkileyici roman.

bi çırpıda okunabilecek bir kitap.

betimlemeler, anlatım özellikleri çok iyi.

utah çöllerinden bahseden bölümleri okurken amerika seyahati planlıyordum.

can yayınlarından seçkin selvi nin çevirisi gerçekten iyi.

genel olarak söylemek gerekirse okuduğum kitapların bir incelemesini yapmak istemiyorum bu

yazılarda.

sadece bir fikir oluşturmak; ne olmuş, ne gitmiş anlamında yazılar.

hatıra yazıları diyelim.

kitapların bende bıraktığı hatıraları canlı tutmak.

paul auster a dönecek olursak;

o zaman daha çok gençtim, yinede bir gelecek olduğuna inanmıyordum.

"sana verecek paramda yok, öğüdüm de" dedi , beni mutlu etmek için bu kitapları al.

*herkes kendi yaşamının yazarıdır.

insanlar inanmaları istenilene inanırlar.

insanı düşmekten alıkoyacak tek şey, yerçekimi yasalarını yok edecek kadar güçlü olan

sevgidir.

zamanla iyi şeylerin , ancak onları fazlasıyla istemekten vazgeçtiğimde olduğunu, gerçekleştiğini fark

ettim.

herkes için umut vardır efendim, dünyayı döndüren bu  umuttur.

*insan boyunda bir göz yaşı damlası gibiyim. herkesin üstüne damlıyorum.

kim olursa olsun,herkes iyi davranılmayı hak eder.



paul auster


ay sarayı


çeviri: seçkin selvi

can yayınları
312 sayfa.







12 Nisan 2014 Cumartesi

anton pavloviç çehov - köpeğiyle dolaşan kadın eleştirisi

çehov , rus edebiyatının parlayan yıldızı ...

camekan sözleri gibi...

neyse

ilk cümlenin yavanlığını hala hissediyorum. çehov gerçekten edebi methiyelerin en güzelini hak eden

bir yazar.

on sayfalık hikayeler hayatınızı değiştirir.

hikayeleri okurken zaman durur.

bir hikayeyi birden fazla okuyunca, hatta iki paragraf okuyup yeniden başa dönünce, beyninizde her

tekrarda farklı bir kurgu oluşur.

okuyucu özgürdür.

küçük bir insan bile olsam bir eşya değilim ben.

kafeste özgürlüğü tatmadan ölen kuşlar.

başkalarının derdini unutabilmek için çok şeyi boyamak ,değiştirmek ya da kırmak gerekecekti.

bir cümle ne kadar güzel kurulmuş olursa olsun, ancak tasasız, heyecansız kişileri etkileyecektir.

ağzınıza almayın bu sözcüğü yakışmıyor.

***bono ile para bulamayan dolandırıcılarda mutsuz olduğunu söyler, fazla yağlandığı için rahatsız

olan boğada mutsuzdur.

yalanı gerçek, çirkinliği de güzellik sayıyorsunuz.

sonbahar kokuyordu istasyon, serin bir akşamdı.

iç hastalıkları kitabının sayfalarını bir merak hastasının özeniyle çevirirken, her gün ilacın birini

bırakıp, birini almaya başlarken bir rastlantı sonucu bana iyi gelen ilacı bulacağımı sanıyorum hep.

olgun bir insana yakışmayan şeyler.


yalnızca düşmanlarını hatırlar insanlar, dostlarını unuturlar.

yaşam onu ezip yok edene kadar alabildiğince çok şey almalıdır ondan.

***sevmemek, yele vermekmiş gençliği... ( bende bu söz için pervasızca sevdim )

***nedense beni de birisinin hatırladığını, bilmediğim bir yerde beklediğini, karşılaşmamızı istediğini

sanır gibi oluyorum.

yavaş yavaş yatıştı. sonra hiç acele etmeden bir şeyler yedi. beş bardak çay içip gidip yattı.

bugüne kadar aşk üzerine yazılanlar, söylenenler arasında sadece bir gerçek vardır. o da ; " bunda

büyük bir esrar var " cümlesidir.

birinci dereceden bir tüccar mı büyüktür, bir marangoz mu? elbette marangoz büyüktür çocuklarım.



anton pavloviç çehov

köpeğiyle dolaşan kadın

çeviri: ergin altay

türkiye işbankası kültür yayınları
681 sayfa.