25 Temmuz 2014 Cuma

marcelo figueras - kamçatka

kamçatka ismini cumartesi günü akordeon arka müziği eşliğinde hoş bir radyo programında

duydum. yapımcı kitabı yüzeysel tanıttı. gayette yeterliydi.

program bittikten sonra semtimizin kitabevi erdal a rica ve sipariş ettim. bir haftada getirdi sağ

olsun.

bu bekleme süresi , kitabı okuma istediğini daha arttırdı.bir çırpıda okudum. hoş, güzel bir kitap.

su gibi aktı. yoğunluğu kuvvetli. anlaşılırlığı açık. hızlıca okunabilecek seviyede.

çevirisi de fena değil. birkaç cümleyi çevirmeden aktarmış. bunun dışında pek sorun yok gibi.

kamçatka nın dizin şeklide istediğim biçimdeydi. açık gökyüzü şeklinde. cümleler, paragraflar,

sayfalar arası geniş geniş. ferah ferah okunuyor.

kamçatka bir çocuğun dünyaya bakışıdır. okuyan herkes kendini çocukluğunda görür.

marcelo figueras ın güçlü diliyle de karşılaşır.

bu arada kapak çok güzel olmuş.

alıntılar

şu an tüm geçmişten daha büyüktür.

bana ne olduğumu söyle tanrı aşkına, o kadar değiştim ki artık kim olduğumu bilmiyorum.

ezilenlere kalbimde daima yer vardır.

biliyordum ki kimse otuzunda yaşlılıktan ölmez.

hayatın zorlu bir mücadeleyi tersine çevirme kapasitesi sizler için bir şey ifade etmiyor olabilir ama

bana kesinlikle çok şey anlatıyor.

değişimin nedeni başka çare olmamasıdır.

sezaryanın julio cesardan gelmesi.

dolce far niente , miskinlik yapmak güzeldir.

fiziksel hazırlık ve zihinsel odaklanma

zaman tuhaftır ve her şey aynı anda gerçekleşir.

henüz gençti ama çok çalışma ve az sevgi bir araya gelince genelikle zehirler.

çok yalnız ve üzgünüm burada ,bu terk edilmiş dünyada bir fikrim var, gitmek en çok istediğim

mekana.

kelimeler kemikler gibi bir destektir. peter gabriel.

çok zaman alan iki şey vardır. bilgelik ve telefon bağlatmak.

no puedo quitar los ojos de ti , gözlerimi senden alamıyorum.

birbirinin aynısı iki araba yoktur, ne birbirinin aynısı iki lamba, ne birbirinin aynısı iki an vardır.

coğrafya dersine ,önce yönümüzü nasıl bulacağımızı bularak başlasak daha iyi olmaz mıydı

soru sormak güzeldir, soru sormaya insan kurur, ölür.

yanlış soru yoktur, yanlış yanıt vardır.

beklemek en kötüdür. müebbet hapis cezasıdır.

sevdiklerinizi ama hepsinden önemlisi sevgiye ihtiyacı olanlar, delicesine sevin, çünkü sevgi tek

gerçekliktir. ışıktır. gerisiyse karanlıktır.

yeniden kendi mekanımda ,büsbütün ben olma ve hayatta kalmak için ,mücadele etmeyi bırakıp,

yaşamaya başlama anım geldi.

marcelo figueras

kamçatka

çeviri: seda ersavcı

doğan kitap

313 sayfa.







24 Temmuz 2014 Perşembe

ali şeriati - muhammed kimdir eleştirisi

ali  şeriati , resulullah ın hayatını objektif bakış açısıyla yazmaya çalışmıştır.

dini bir kitaptan farklı, biyografi sınıfındadır.

islam tarihinde üzerinde mutabık olunmayan konulara pek girmemiş.

genel hatlar üzerinde durmuştur.

anlatılan konular belli bir sıra ve düzen içerisinde,okuyucuyu  yormadan verilmiştir.

okuduğum kitap fecr yayınlarının 6. baskısıdır. sayfalar biraz kalın. benim pek hoşuma gitmedi.

ince sayfalar daha çekici geliyor bana.

son olarak  kitabın kaynaklar kısmı kütüphane gibi, büyük hazine ( gerçek anlamda )

mevcut diğer resulullah biyografilerine alternatif bir eser.

ali şeriati nin yorumlarından uzak, felsefesinin ara verdiği bir kitaptır. yazarı tanımak için diğer

eserlerine bakmak daha sağlıklıdır.

kitaptan;

tarih yoktur, var olan sadece büyük önderlerdir. emerson

ama islamda en önemsiz sayılan şey resulullahın fetihleridir.

inna lillahi ve inna ileyhi raciun. ondan geldik ona döneceğiz.

yenilgi bir olayın diğer yönlerini gösterdiği için önemlidir.

mekkenin fethinden sonra verilen hutbede geçen adam öldürmeyin ve ağaç kesmeyin kısmı.

ben kimseyi üzgün ve gamlı olmaktan sakındırmadım. ben sadece inleyip sızlamayın dedim.

gam sevginin ürünüdür.sevgiyle aşina olmayan kimseyle, kimse sevgi üzerine ilgilenmesin.

insan hayatında devamlı kendi öz çehresini gizler.devamlı diğerlerinin gözüyle görünen bir çehrenin

altın da gizlenir. yani maske takar.

ali şeriati

muhammed kimdir?

fecr yayınları

çeviri: ali seyyidoğlu

352 sayfa.


11 Temmuz 2014 Cuma

goethe - genç werther in acıları

acılar üstüne kurgulanmış bir kitap.

başından sonuna acımı olur.

bir çırpıda okudun okudun, okumaz isen kalbinde günlerce sürecek sızı bırakır.

acı meyyalim olduğu için bu yapıda kitapları okurken ayrı bir odaklanıyorum. olayın içine atıyorum

kendimi. roman kahramanlarının görünmeyen arkadaşı oluyorum. onların acılarına ne çare, ne yoldaş

olabiliyorum.

bu hayatta da öyleyim galiba. hep güç , kuvvet  talep ediyorum, kendimin ve başkalarının acılarını
dindirdirmeye.

goethe , alman bilgesidir. yazdığı eseri bunun açık ispatı niteliğindedir.

fazla teşbih sevmiyorum. kelimelerin anlam bakımdan zengin olması gerektiğini düşünüyorum.

özü zengin olmalı.

goethe teşbihden mümkün olduğunca uzak tasvirlerle öğütlerini doğrudan vermiştir.

benim için yeterli.

çeviri beklediğimden güzel.

okunması rahat.

alıntılara geçelim.

dünyada karışıklıklara yol açan şeylerin belki de hile ve kurnazlıktan çok, yanlış anlamalar ve

tembellik sebep oluyor.

alçak gönüllülükle , herşeyin nereye varacağını anlayan, bahçesini cennete çevirmesini bilen mutlu

insanlar, bir bahtsızın bile ağır bir yük altında yılmadan nasıl yolundan dönmediğini, herkesin hep

birlikte güneş ışığını bir dakikacık daha görmeye çalıştığını fark eden kimse rahat ve mutluluğa

erişmiştir.

kendi yetiştirdiği lahanayı sofrasına koyan insanın saf ve çoçukca sevincini hissedebildiğim için ne

kadar mutluyum.

aşksız yaşamak neye yarar sihirli fener ışıksız olur mu?

kendi istek ve ihtiyacı dışında yaranmak , para kazanmak , ün salmak ve buna benzer şeyler uğruna

çalışan bir kimse gerçekten budaladır.

insan kendi mutluğunu kendi yaratırmış.

başkaları beni yolumdan alıkoymazsa, onların kendi bildiğine gitmesine aldırmayacağım.

içimi kaynatan maya kayboldu.

çok şeye sahibim . ama onu düşünmek herşeyimi silip süpürüyor. nelerim var! fakat onsuz her şey

bana hiç oluyor.

goethe

genç wether in acıları

çeviri: tolga akdeniz

kumsaati yayınları

128 sayfa.



7 Temmuz 2014 Pazartesi

jorge g. casteneda - che quevara yoldaş

comandante

sözcüğünü ilk duyduğumda aklıma gelen che quevara dır.

kitap comandante nin biyografisidir.

comandante nin devrimci ve gezgin yanı ön plana çıkmaktadır.

gezdiği ülkeleri not almaya çalıştım, eksiği, gözümden kaçanı olabilir.

arjantin, bolivya, venezuella, guatemala, peru, costarica, panama, mısır, endonezya, japonya,

rusya, çekoslavakya, çin, kuzey kore, almanya, meksika, cezayir, fransa, abd, mali, kongo,

gine, angola, senegal, gana, tanzanya, irlanda :)

che quevara yakın çağın kahramanı, genç yaşlı devrimcilerin modeli.

kapitalizm che yi bardakların, penyenin, kalemin, şapkanın üzerine bastı, yine de devrimci ününü

yıpratmak bir yana daha da arttırmıştır.

che ideolojisinin içi boşalmış gibi gelmektedir. fakat bulunduğumuz çağda yediğimiz peynirden bile

tat almazken, che nin fikirleriyle che imajının ayrışması doğal bir süreçtir.

burada iş bireye düşüp, sevdiği che yi hayatının neresine koyduğunu düşünmesi gerekmektedir.

comandante nin yeri şapkalardan ziyade, gönüllerde, kalplerde, aklımızın bir köşesinde olmadır.

kitaptan alıntılar;

dayak yemek için gösteri yapmak mı? elimde bir silah olmazsa yürümeyeceğim.

che yalnızca ikilemlerden kaçıyordu, trajedi arayışında bir karakterdir.

tek yaptığım canım sıkıldığı her şeyden kaçmaktı.

ernesto quevara nın dosyası bir gün cia de ki en kalın dosya olacaktı.

hiç parası yoktu, yanında tek bir takım elbisesi ve onu üç kısa yıl içinde tarihin içine fırlatacak bir

çok fikri vardı.  fidel 'e

tarih beni aklayacaktır. fidel

her zaman insanlar arasındaki merkantilist ilişkilerin ortadan kaldırılmasını istedi ve toplumun

para dışında başka bir şey tarafından yönetilmesi gerektiğine ısrar etti.

yolculuk gerçek, yaşam değil.

gerilla savaşçısı yalnızca kazanacağından emin olduğunda savaşmalıdır.

batı medeniyetinin sevimli görünüşü altında sırtlanlar ve çakallar sakladığı gerçeği.

sorumluluğum çok büyük bu yenilgiyi ve değerli derslerimi unutmayacağım.

paranın yerine özgürlük, gücün yerine devrim, rahatlığın yerine fedakarlık, çıkar ve hırsın yerine

rock ritimleri

öğrenciler parlak şafağı ya da sosyalizm kurulması beklemeden hayatın kendisini  değiştirmek

istediler.

kabul edişe ve farklılığa, saygıya dönüşecek olan değişik insanlar ve şeyler karşısında büyülenmeye.

jorge g. castaneda

yoldaş che guevara

çeviri: sinem gırgeç


ikon
491 sayfa.