20 Şubat 2014 Perşembe

ernest hemingway - güneş de doğar eleştirisi

kısa bir sürede bitirdiğim kitap.

okumaya zamanım mı var ne?

şaka bir yana çok sürükleyici , okuyanı fransa sokaklarında dolaştırıp, ispanyada boğa güreşlerinde

mendil sallatıp, güneşin altında üstü başı kum tanecikli, plajda miskin miskin uzanan bir pozizyona

sokan kitap.

okuduğum baskı mart 1955 e ait, işin açıkçası ben güncel baskıları okumayı tercih ediyorum, zaman

bizim zamanımız , terimler, kullanılan deyimler bizim zamanımızdan olmalı.


kısacası güncel çeviriler daha bir keyifli geliyor.

neyse.

kitaptan göze çarpan kelime grupları

boş ver dedim, her memleket sinemada göründüğü gibidir zaten.

uykusuz gecelerde bu trenlerin gürültüsü fazla gelir.

gündüz gözüyle her olan bitene kabadayıca göğüs germek kolaydır ama gece iş değişir. Yapma Ernest !!!

beyaz ceketi mosmordu.

- anlaşılan herif çok şarap içmiş.
- yahut mor iç çamaşırı giyiyor.
- haydi soralım!
- yok, herif çok yorgun.

dünyada çok kalacak değiliz, hep beraber şenlenelim, iman edelim, şükredelim.

fransa da insanlar sizden hoşlansın istiyorsanız, kesenin ağzını biraz açınız. işte o kadar. bende kesenin

ağzını biraz açtım, garson hemen benden hoşlandı.

ernest hemingway

güneş de doğar

çeviri: filiz karabey

varlık yayınları
267 sayfa.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder