15 Eylül 2015 Salı

Anthony Burgess - piyanoçalanlar eleştirisi

Kitabı kütüphanede ilk gördüğümde okuyasım geldi. Ne zaman okudun diye sorarsanız, yaklaşık bir sene sonra.

Anca sırada kendisine yer buldu.

Ama daha önceden okumalıydım, okumalıymışım gibi kelimeleri, cümleleri kullanma taraftarı pek değilimdir. Öyle olmalıymış, oldu.

Neden bu cümleyi kurdum diye ikinci bir soru sorarsanız, gerçekten okumam gereken bir kitapmış.

neyse ki geç oldu, güç olmadı.

Kitap yapıkredi yayınlarından çıkmış, yapıkredi yayınları tanıdığım ilk yayınevi çocukluktan. ilk ekonomi, edebiyat ilişkisini de kafama sokan yayın evi. enteresan konu.

anthony burgess 'in piyanoçalanlar konusu da ilginç.

 piyanoçalanlar, herhangi bir kültürel faaliyet gözüyle bakılmaksızın ekmek parası için sinemada çalan, sessiz sinema döneminde, müzisyenlere denirmiş.

günümüzde de aslında olay bundan farklı değildir. kokteyllerde, düğünde çalan müzisyenler ve konser müzisyenleri farkı vardır. Bu konuya derinlemesine girmeyeceğim.

inceden inceye kitapta aslında bu farktan bahsetmekte. olmayan farktan.

Kitabın kağıt kalitesi, dizini gayet iyi. Kapağı pek beğenmedim.

alıntılar

önce piyano vardır bekleyen, sonra çalan çıkar ve çılgınca alkışlanırsın.

bir amatör gibi çalsa da profesyonel olabilir insan.

siyah notaların olmasının en iyi taraflarından biri beyaz notaların nerede olduğunu göstermesidir.

dünyanın en iyi çayını babam demlerdi.

akorlar:
do-mi-sol ----- fa-la-do-----sol-si-re-----do-mi-sol-do----sol-si-re-fa

siyahlara bastığımda su sesi çıktı, nedense karanlık sular gibi.

hareket sahnesinde ; do-mib-solb-la ( fa-sol#-si-do#)
korku sahnesinde: do-mi-sol#---re-fa#-la#

ona göre herkes her şeyi öğrenebilirdi, hem de çabucak eğer o şey çok fazla değilse ve öğretmen doğru yaklaşırsa.

savaşın kibarca ispatladığı gibi, insan yaşamı her zaman ucuzdur.

anthony burgess

piyanoçalanlar

yapıkredi yayınları

161 sayfa





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder