9 Ocak 2015 Cuma

rıdvan gecü - sünepe eleştirisi

zaman kavramını ilkokulda öğrendim. mahalle mektebi.

üç katlı, dışı sıvayı andıran kaplamalı. ilk katının pencereleri parmaklıklı.

kışları kalorifer haddinden fazla, paralanırcasına yanmasından okul sıcaktı.

garibanından ortahalli çocuğuna, herkesin yanakları pembe pembe.

ellibeş kişilik sınıfımız, sıralarda üçerli oturuyoruz. duvarda panolar, belirli gün ve haftalar.

hatırladığım kadarıyla kızıl renkliydi. metal başlıklı toplu iğneli.

mevsimler, çağlar panosu.

ilk çağ, orta çağ, yeni çağ. kısa insalık tarihi.

yazar rıdvan gecü de, ikibin yılında başlayan yalnızlık çağına ait hikaye yazmış. uzun hikaye.

sünepe.

yazarın kendi deyişiyle ilk romanı. devamının gelmesi halkımızın için de faydalı olması dileğiyle.

kahramanımızın iç çekişlerinin, günlük hayattaki yansıması kitabın her yerinde var.

okurla sohbet havası da var.

şu an bir bir.

yazar ve düşünür atıflarıda söz konusu. pek hoşuma gitmiyor.

iki - bir.

yazarın üslübu, kitabın konusu. kitap baskı kalitesi derken skor beşaltı - iki oluyor.

ve kitabı edinin, okuyun sonucu çıkıyor.

alıntılar

yalnızlaştırılma aşamamı zerre hatırlamıyorum.

günümüzün uyuyarak geçirdiğimiz dilimi dışında kalan zamanında uyutulmaya harcıyoruz.

meselem orhan dan daha büyük, kredim orhan dan daha az.

benim hayatımda üstlenilmez hiç bir edilgen fiil.

sizler yaşayabilmek adına, önce kendinizi mahkum etmek zorundasınız.

sünepe

rıdvan gecü

tekin yayınevi

123 sayfa



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder