acılar üstüne kurgulanmış bir kitap.
başından sonuna acımı olur.
bir çırpıda okudun okudun, okumaz isen kalbinde günlerce sürecek sızı bırakır.
acı meyyalim olduğu için bu yapıda kitapları okurken ayrı bir odaklanıyorum. olayın içine atıyorum
kendimi. roman kahramanlarının görünmeyen arkadaşı oluyorum. onların acılarına ne çare, ne yoldaş
olabiliyorum.
bu hayatta da öyleyim galiba. hep güç , kuvvet talep ediyorum, kendimin ve başkalarının acılarını
dindirdirmeye.
goethe , alman bilgesidir. yazdığı eseri bunun açık ispatı niteliğindedir.
fazla teşbih sevmiyorum. kelimelerin anlam bakımdan zengin olması gerektiğini düşünüyorum.
özü zengin olmalı.
goethe teşbihden mümkün olduğunca uzak tasvirlerle öğütlerini doğrudan vermiştir.
benim için yeterli.
çeviri beklediğimden güzel.
okunması rahat.
alıntılara geçelim.
dünyada karışıklıklara yol açan şeylerin belki de hile ve kurnazlıktan çok, yanlış anlamalar ve
tembellik sebep oluyor.
alçak gönüllülükle , herşeyin nereye varacağını anlayan, bahçesini cennete çevirmesini bilen mutlu
insanlar, bir bahtsızın bile ağır bir yük altında yılmadan nasıl yolundan dönmediğini, herkesin hep
birlikte güneş ışığını bir dakikacık daha görmeye çalıştığını fark eden kimse rahat ve mutluluğa
erişmiştir.
kendi yetiştirdiği lahanayı sofrasına koyan insanın saf ve çoçukca sevincini hissedebildiğim için ne
kadar mutluyum.
aşksız yaşamak neye yarar sihirli fener ışıksız olur mu?
kendi istek ve ihtiyacı dışında yaranmak , para kazanmak , ün salmak ve buna benzer şeyler uğruna
çalışan bir kimse gerçekten budaladır.
insan kendi mutluğunu kendi yaratırmış.
başkaları beni yolumdan alıkoymazsa, onların kendi bildiğine gitmesine aldırmayacağım.
içimi kaynatan maya kayboldu.
çok şeye sahibim . ama onu düşünmek herşeyimi silip süpürüyor. nelerim var! fakat onsuz her şey
bana hiç oluyor.
goethe
genç wether in acıları
çeviri: tolga akdeniz
kumsaati yayınları
128 sayfa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder